Retroaortik sol renal venin klinik ve radyolojik önemi

Authors : Fatma AKTAŞ

Pages : 38-41

Doi:10.21673/anadoluklin.468690

View : 28 | Download : 26

Publication Date : 2019-01-30

Article Type : Research Paper

Abstract :Amaç: Retroaortik sol renal ven radyolojik görüntüleme sıklığının artması nedeniyle son yıllarda sıklığı görece artan anatomik varyasyondur. Sıklıkla asemptomatiktir. Biz çalışmamızda kontrastlı abdomen bilgisayarlı tomografi  tetkikinde  retroaortik sol renal ven saptanan hastalarda sol renal ven ve sol gonodal ven çaplarını ölçerek asemptomatik hastalarda vende basınç artışı olup olmadığını göstermeyi amaçladık. Gereç ve Yöntemler: Çekilen kontrastlı abdomen BT tetkiklerinde saptanan retroaortik sol renal veni bulunan 138 hasta ve hasta grubu ile yaş ve cinsiyet benzerliği bulunan 100 kişi dahil edildi. Sol renal ven çapı, retroaortik sol renal venin aorta posteriorunda en dar olduğu segmentte çapı ve sol gonadal ven çapı ölçüldü. Bulgular: Kontrol grubu ve retroaortik sol renal ven bulunan hastaların preaortik segmentte sol renal ven çapları karşılaştırıldığında, retroaortik sol renal ven bulunan hastalarda anlamlı olarak daha yüksek bulundu. Aynı zamanda sol gonadal ven çapları retroaortik sol renal ven bulunan hastalarda kontrol grubu ile karşılaştırıldığında artmış olarak bulundu. Sonuç: Sonuç olarak retroaortik sol renal ven sıklıkla asemptomatik seyreden anatomik bir varyasyon olmakla birlikte sol renal venin aorta arkasında sıkışması ile sol renal ven ve gonadal venlerde basınç artışına neden olabilir. Bu basınç artışı kadınlarda pelvik konjesyon erkeklerde ise varikosel etyolojisinde önemlidir. Aynı zamanda retroaortik sıkışma sendromuna neden olarak hematüri ve yan ağrısı gibi klinik semptomlara yol açabilir. 
Keywords : bilgisayarlı tomografi, pelvik konjesyon, retroaortik sol renal ven