IAD Index of Academic Documents
  • Home Page
  • About
    • About Izmir Academy Association
    • About IAD Index
    • IAD Team
    • IAD Logos and Links
    • Policies
    • Contact
  • Submit A Journal
  • Submit A Conference
  • Submit Paper/Book
    • Submit a Preprint
    • Submit a Book
  • Contact
  • Amasya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
  • Issue:23 Special Issue
  • Yusufefendizâde'nin Mi‘râciyye İsimli Eserinde Hadis Kullanımı

Yusufefendizâde'nin Mi‘râciyye İsimli Eserinde Hadis Kullanımı

Authors : Muhammet Ali Asar
Pages : 39-78
Doi:10.18498/amailad.1558591
View : 77 | Download : 35
Publication Date : 2024-11-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Mi‘rac hadisesi vuku bulduğu andan günümüze Müslümanların gönül dünyasında ve ilmî hayatında derin etkiler bırakmış; hadis, tefsir, siyer, tarih, mûsiki, edebiyat eserlerinde konu detaylıca işlenmiştir. Bu bağlamda Anadolu coğrafyasında ve Türk kültüründe mi‘rac hadisesini anlatmak için Mi‘râciyye adında edebî eserler kaleme alınmıştır. Türk edebiyatında mi‘rac, ilk kez Satuk Buğra Han Destanı’nda işlenmiş, mi‘râciyyelerin ilk örneği on ikinci yüzyılda Hakîm Ata tarafından yazılmıştır. Anadolu’da ilk müstakil mi‘râciyye on beşinci yüzyılın başında Ahmedî tarafından kaleme alınmış, sonraki dönemlerde hemen her şair divanında mi‘râciyyeye yer vermiştir. Bu eserlerde mi‘rac anlatısı şakk-ı sadr hadisesinin safha safha tasvir edilmesiyle başlar. Yolculuğun başlangıç noktası genelde Ümmü Hânî’nin evidir. Cebrâil’in burakı cennetten getirişi ve burakın detaylı tasviri mi‘râciyyelerin en önemli özelliklerindendir. Sonrasında Hz. Peygamber’in Mescid-i Aksâ’ya yoluculuğu, orada diğer peygamberlere namaz kıldırması ve onlardan üstünlüğü dile getirilir. Hz. Peygamber’in Kudüs’ten tekrar semaya yükselişi esnasında bastığı taşın onun ardından hareket etmesi ve havada asılı kalması mucizelerden biri olarak nakledilir. Bunu gökyüzünde dolaşma, sema katlarında diğer peygamberlerle tanışma, cennet, köşkler, ırmaklar ve cehennem hayatı tasvirleri takip eder. Akabinde Resûlullah’ın Allah ile mülâkatı ve rabbi katındaki değeri, namazın mi‘racda farz kılınması, Hz. Peygamber’in dönüşte hadiseyi ashabına müjdelemesi, müminlerin kabulü ve müşriklerin inkârı gibi hususlar işlenir. Söz konusu eserlerin en güzel örneklerinden birini 1656-1754 yılları arasında yaşayan Osmanlı âlimlerinden Yûsufefendizâde Abdullah Hilmi telif etmiştir. O, İstanbul’da doğmuş ilmiye sınıfına mensup bir aile ortamında yetişmiştir. Dedesi devrin önde gelen âlimlerinden Amasyalı reîsülkurrâ Yûsuf Efendi, babası ise şeyhülkurrâ Mehmet Efendi’dir. Yûsufefendizâde ilim öğrenmeye babasının yanında başlamış daha sonra Kara Halil Efendi ve Süleyman Fâzıl Efendi gibi dönemin önde gelen hocalarından hadis ve tefsir dersleri almıştır. Dedesi ve babasından devraldığı ilmi mirasa sahip çıkan Yûsufefendizâde, bir asırlık ömründe İslami ilimlerin farklı dallarına dair elliden fazla eser telif etmiş, pek çok öğrenci yetiştirmiştir. Yûsufefendizâde yaşamı boyunca önemli vazifeleri üstlenmiş; sarayda Sahîh-i Buhârî müderrisliği, reîsülkurrâlık, şeyhülkurrâlık gibi görevleri deruhte etmiştir. Hadis ilmi açısından Yûsufefendizâde’nin değeri onun “Umdetü’l-muhaddisin ve şeyhü’l-muhaddisin” unvanlarıyla anılarak hadis alanında haklı bir şöhrete kavuşmasıdır. O, kırk yıl emek vererek Buhârî’nin Sahîh’ine otuz ciltlik bir şerh yazmış, Müslim’in Sahîh’ine yazdığı şerh ise vefatı üzerine yarım kalmıştır. Onun Arapça olarak yazdığı ve Millet Kütüphanesi, Ali Emîrî Efendi, nr. 222’de yazma halinde yer alan Mi‘râciyye adlı eseri, mi‘rac konusunda çok sayıda rivayeti barındıran, dönemin hadis kullanımına dair fikir veren ve hadislerle kurgulanan bir eserdir. Yûsufefendizâde, “Samed olan Rabbinin inayetine muhtaç fakir Yûsufefendizâde olarak bilinen Ebû Muhammed Abdullah b. Muhammed der ki” şeklindeki ifadeleri ile eserin kendisine ait olduğunu açıkça beyan etmektedir. Eserin dili Arapçadır. Nesih yazı biçimiyle yazılan eser tek cilt halinde, 210x132-154x83 mm. boyutlarında, 16 yapraktan müteşekkildir ve sayfalarda 19 satır bulunmaktadır. Yûsufefendizâde, bir gün isrâ âyetini teemmül ederken mi’rac hadisesi ile alakalı bir eser yazma fikri ve bu konudaki rivayetleri derleme arzusunun gönlüne doğduğunu, bunun üzerine bu eseri telif ettiğini belirtmektedir. Eser konuyla alakalı birkaç ayet, hadis kaynaklarında mi‘rac hadisesiyle ilgili tahrîc edilen haberler, tarih, tefsir, siyer ve megâzî kaynaklarındaki rivayetlerle zenginleştirilerek oluşturulmuş, eserde mi‘rac hadisesi detaylıca ortaya konulmuştur. Yûsufefendizâde’nin hadis ilmindeki şöhreti de dikkate alındığında eserin hadis ilmi açısından çalışılması önem arz etmektedir. Bu makalede Yûsufefendizâde’nin Mi‘râciyye adlı eserindeki hadis kullanımı incelenmekte, hadis ilmine dair yaklaşımı ortaya konulmakta, tercih ettiği hadislerin kaynakları tespit edilerek rivayetlerin sıhhatine dair bilgi verilmektedir. Bununla birlikte şu somut sorulara da cevap aranmaktadır: “Mi‘râciyye’deki hadis kullanımı dönemin hadis anlayışı hakkında hangi fikirleri vermektedir?”, “Yûsufefendizâde rivayet tercihlerinde hadislerin sıhhat durumunu dikkate almış mıdır?”, “Yûsufefendizâde’nin hadis anlayışına etki eden müellif ya da kaynaklara dair ipuçları nelerdir.” Yûsufefendizâde genellikle hadisleri sahâbî ravisini zikretmeden senedsiz olarak nakletmekte, sadece sahih hadisleri kullanma gibi bir yaklaşımı görülmemekte daha çok mi‘raca dair zihnindeki kurguya göre rivayet tercihlerinde bulunmaktadır.
Keywords : Hadis, Mi\'rac, Osmanlı, Mi\'râciyye, Yūsufafandīzādah

ORIGINAL ARTICLE URL
VIEW PAPER (PDF)

* There may have been changes in the journal, article,conference, book, preprint etc. informations. Therefore, it would be appropriate to follow the information on the official page of the source. The information here is shared for informational purposes. IAD is not responsible for incorrect or missing information.


Index of Academic Documents
İzmir Academy Association
CopyRight © 2023-2025