- SDÜ Tıp Fakültesi Dergisi
- Volume:27 Issue:4
- GBM Olgularında Adjuvan Radyoterapi Sonrası Nüks Paterninin Doz Dağılımı ile İlişkisi: EORTC ve RTOG...
GBM Olgularında Adjuvan Radyoterapi Sonrası Nüks Paterninin Doz Dağılımı ile İlişkisi: EORTC ve RTOG Kılavuzlarının Değerlendirilmesi
Authors : Emine Elif ÖZKAN, Zümrüt Arda KAYMAK, İbrahim ÇOBANBAŞ, Şehnaz EVRİMLER, Mustafa KAYAN
Pages : 447-454
Doi:10.17343/sdutfd.672273
View : 20 | Download : 9
Publication Date : 2020-12-25
Article Type : Research Paper
Abstract :Amaç: Çalışmamızın amacı glioblastoma multiforme insert ignore into journalissuearticles values(GBM); tanısı ile adjuvan radyoterapi insert ignore into journalissuearticles values(RT); eş zamanlı temozolamid uygulanmış olan hastalarda nüks paterninin doz dağılımı ile ilişkisinin değerlendirilmesidir. Buna ek olarak çalışma sonuçlarının ışığında GBM olgularında RT hedef volümlerinin belirlenmesinde kullanılan European Organisation for Research and Treatment of Cancer insert ignore into journalissuearticles values(EORTC); ve Radiation Therapy Oncology Group insert ignore into journalissuearticles values(RTOG); kılavuzları tartışılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Kliniğimizde, biyopsi veya cerrahi eksizyon sonrası GBM tanısı almış ve Ekim 2011 – Haziran 2018 tarihleri arasında adjuvan RT eş zamanlı temozolamid uygulanmış 31 hasta çalışmaya alındı. Radyoterapi 22 hastaya 3 boyutlu konformal 9 hastaya ise yoğunluk ayarlı RT tekniği kullanılarak ile 46 Gy insert ignore into journalissuearticles values(Faz I); sonrası 14 Gy boost insert ignore into journalissuearticles values(Faz II); olmak üzere toplam 60 Gy şeklinde uygulandı. Hastaların radyoterapi öncesi iki hafta içerisinde çekilmiş olan MR görüntüleri baz olarak alındı. Tüm hastalara RT eş zamanlı 75mg / kg / gün temozolamid uygulandı. Radyoterapi sonrası 2-3. ay veya sonrasındaki kontrol T1 MR görüntülerinde operasyon kavitesi veya postoperatif rezidüel lezyonun kontrast tutulumunda artış, kontrast tutan volümde artış, T2/FLAIR görüntülerde ödemde artış olan hastalar progresyon olarak değerlendirilirken operasyon kavitesi veya postoperatif rezidüel lezyondan ayrı, yeni gelişen lezyonlar nüks olarak kabul edildi. Nüks lezyonlar uzman radyolog tarafından MR spektroskopi görüntüleri üzerine konturlandı. Bu görüntüler planlama CT görüntüleri ile füzyon yapılarak nüks lezyon alanının retrospektif dozimetrik değerlendirilmesi yapıldı. Dozimetrik incelemede nüks lezyon alanının maksimum, minimum ve ortalama dozları, D95insert ignore into journalissuearticles values(%95 inin aldığı doz);, D50 insert ignore into journalissuearticles values(%50 sinin aldığı doz);, V%95 insert ignore into journalissuearticles values(planlanan dozun % 95 ini alan volüm); değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya alınan 31 hastanın ortalama yaşı 59 yıl insert ignore into journalissuearticles values(28 -78); olup median takip süresi 17 insert ignore into journalissuearticles values(5 -64); aydır. Median genel sağkalım 17 insert ignore into journalissuearticles values(5 - 66); ay olarak bulundu. Operasyon 19 hastada gross total rezeksiyon insert ignore into journalissuearticles values(GTR);, 10 hastada subtotal rezeksiyon insert ignore into journalissuearticles values(STR); şeklinde olup 2 hasta biyopsi ile tanı almış idi. Bir hasta hariç tüm hastalarda postoperatif MR görüntülerinde rezidü mevcut idi. Takip süresinde 1 hastada progresyon, 14 hastada nüks saptanırken 16 hastanın stabil olduğu gözlendi. Nüks olan 12 hastada lezyon % 100 PTV60 içinde yer almakta iken kalan iki hastada sırasıyla % 98.7 ve 61.8 oranında PTV 60 içinde idi. Ortalama nüks volümü 11.14 insert ignore into journalissuearticles values(0.7 – 48); cc olarak bulundu. Nüks lezyonların ortalama maksimum, minimum ve mean dozları, D95, D50, V%95 sırasıyla 6246 cGy insert ignore into journalissuearticles values(6043 – 6439);, 5805 cGy insert ignore into journalissuearticles values(3574 – 6098); ,6106 cGy insert ignore into journalissuearticles values(5906 – 6223);, 5941 cGy insert ignore into journalissuearticles values(4588 – 6162);, 6123 cGy insert ignore into journalissuearticles values(6009 – 6217);, 11,04 cc insert ignore into journalissuearticles values(07 – 48,37); idi. Sonuç: Çalışmamızda rekürren lezyonların % 95 oranında PTV 60 içerisinde olduğu görüldü. Bu sonuç baz alındığında, ödem alanını içeren hedef volüme faz I olarak 46 Gy uygulanmasının katkısı tartışmalıdır. Özellikle operasyon kavitesi ve rezidü boyutu büyük olan ve normal doku toksistesinin yüksek olacağı öngörülen hastalarda tek fazlı tedavi tercih edilebilir.Keywords : Glioblastoma, radyoterapi hedef hacim belirleme, lokal nüks özellikleri