- Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Issue:53
- Yalancı Paradoksu: Doğruluğun Hatalı Yorumlanması Üzerine Bir İnceleme
Yalancı Paradoksu: Doğruluğun Hatalı Yorumlanması Üzerine Bir İnceleme
Authors : Gülümser Durhan
Pages : 27-41
Doi:10.59149/sduifd.1570948
View : 79 | Download : 61
Publication Date : 2024-12-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Bu çalışma, filozoflar ve mantıkçılar tarafından yüzyıllardır tartışılan ünlü bir mantıksal problem olan yalancı paradoksuna anlamsal bir çözüm sunmaktadır. Yalancı paradoksu, \\\"Bu ifade doğru değildir\\\" şeklindeki kendine gönderme yapan bir ifadede somutlaşmaktadır. Bu ifade, doğru veya yanlış olarak tutarlı bir şekilde sınıflandırılamadığı için bir çelişki ortaya çıkarmaktadır. Eğer ifade doğruysa, yanlış olduğunu iddia ettiği için doğru olamaz; eğer yanlışsa, doğru olduğunu iddia ettiği için yine bir çelişki yaratmaktadır. Bu çelişki, mantık, dil ve doğruluğun doğası hakkında temel sorular ortaya atmaktadır. Bunun için öncelikle klasik mantığın temel direklerinden biri olan çelişmezlik ilkesinin anlaşılması gerekmektedir. Aristoteles\\\'e kadar uzanan bu ilke, bir önermenin aynı anda hem doğru hem de yanlış olamayacağını savunmaktadır. Yalancı paradoksu bu ilkeyi ihlal eder gibi göründüğünden, çelişmezlik ilkesini reddetmenin veya yeniden ele almanın paradoksu çözmeye yardımcı olup olmayacağı bir sorun olarak önümüzde durmaktadır. Ancak, burada amaç, bu ilkenin kesin olarak kabul edilmesi veya reddedilmesi değil, alternatif bir çözüm arayışı sunmaktır. Bu bağlamda yalancı paradoksunu anlamak için, formel mantıktan anlamsal bir çözüm yoluna geçiş yaparak farklı bir bakış açısı önerilmektedir. Önerilen anlamsal çözüm, yalancı paradoksunun ne ifade ettiği ve neyi ifade edemediği üzerinde durmaktadır. Paradoks, yalnızca bir mantık bulmacası değildir; aynı zamanda dilin yapısı ve anlamın sınırları ile ilgili daha derin sorunları yansıtmaktadır. Yalancı paradoksu anlam açısından değerlendirildiğinde, klasik doğru-yanlış kategorilerine uygun bir şekilde değerlendirilememektedir. Bu tür ifadeler, anlam açısından mantıksal sistemler içerisinde tam olarak yer bulamayabilir ve bu nedenle doğru veya yanlış olarak sınıflandırılamayabilir. Bu nedenle “kendine göndermeli” yapının bu çözümde önemli bir yeri vardır. Yalancı paradoksu, kendi doğruluğunu veya yanlışlığını belirten kendine göndermeli ifadeden oluşmaktadır. Ancak, bu tür kendine göndermeli ifadeler, mantıksal çerçevelerde anlamın nasıl işlendiği konusunda sorunlar yaratmaktadır. Anlamsal yaklaşım, bu tür ifadelerin yalnızca mantıksal kategorilerden ziyade dilsel ve anlamsal yapıları açısından değerlendirilmesi gerektiğini savunmaktadır. Böylelikle, yalancı paradoksunun doğru veya yanlış olup olmadığını belirlemeye çalışmak yerine, bu ifadelerin anlam taşıyıp taşımadığı sorgulanmalıdır. Bu bağlamda burada, dilin sınırlarına ilişkin çıkarımlar da ele alınmaktadır. Yalancı paradoksu, bu açıdan, doğal dilin anlam sınırlarını ortaya koyan bir örnek olarak görülmektedir. Paradoks, geleneksel doğruluk değeri atamalarıyla değerlendirilemez, çünkü kendisi bu tür değerlendirmelerin dışında kalmaktadır. Bu durumda, paradoksun yarattığı çelişki mantıksal bir sorun değil, dilin kendine göndermeli yapılarla nasıl başa çıktığına dair bir sorundur. Nihayetinde bu çalışmada sunulan anlamsal çözüm, yalancı paradoksunu yalnızca mantıksal bir çelişki olarak değil, aynı zamanda anlamın sınırlarıyla ilgili bir problem olarak yeniden çerçevelemektedir. Paradoksun ne ifade ettiğine ve neyi ifade edemediğine odaklanıldığında bu tür ifadeler, klasik doğruluk ve yanlışlık kategorilerinin dışında kalmaktadır. Bu perspektif, dilin kendisiyle nasıl anlam oluşturduğu ve özellikle kendine göndermeli ifadelerin nasıl ele alınması gerektiği konusunda yeni tartışmalara kapı açmaktadır. Bu bağlamda, yalancı paradoksu yalnızca çelişmezlik ilkesine bir meydan okuma değil, aynı zamanda dilin karmaşık ve kendine göndermeli fikirleri ifade etme kapasitesine yönelik derin bir soruşturmadır.Keywords : Yalancı Paradoksu, Mantık, Akıl Yürütme, Çelişmezlik İlkesi, Doğruluk