- Temaşa Erciyes Üniversitesi Felsefe Bölümü Dergisi
- Issue:17
- Pre-Critical Kant on Traditional Logic: What is the Mistake in Syllogistic Theory?
Pre-Critical Kant on Traditional Logic: What is the Mistake in Syllogistic Theory?
Authors : Arman BESLER
Pages : 192-204
Doi:10.55256/temasa.1112423
View : 14 | Download : 8
Publication Date : 2022-06-14
Article Type : Research Paper
Abstract :Immanuel Kant, Eleştirel döneminin insert ignore into journalissuearticles values(1781’deki); başlangıcından yaklaşık yirmi yıl önce insert ignore into journalissuearticles values(1762);, kategorik tasımlar kuramında geleneksel olarak yapılan üçlü/dörtlü şekil ayrımının ‘yanıltıcı bir incelik/karmaşıklık’ insert ignore into journalissuearticles values(falsche Spitzfindigkeit); olmakla kaldığını savunmuştur. Kant bu savunuyu, insert ignore into journalissuearticles values(i); Aristoteles’in mükemmel kiplerinin, en geniş anlamıyla akıl yürütmenin genel kuralı tarafından dayatılan ve birinci şekil olarak adlandırılan terimler düzenini örnekleyen yegâne ‘saf’ kipler olmasına ve insert ignore into journalissuearticles values(ii); aynı kuramdaki eksik kiplerin her birinin bu dördünden bir tanesine ‘indirgenebilir’ olmasına dayandırmıştır. Kant’ın, kategorik tasımlar kuramının standart indirgeme planını, verilen eksik kipin öncüllerinde birinci şekli ‘yeniden oluşturmaya’ yarayacak talimatlar dizisi olarak yorumlamasında gerçekten de düpedüz mantıksal sorunlar bulunmaktadır. Ne var ki asıl sorun, Kant’ın yukarıda anılan iki noktadan, ‘yanıltıcı incelik savını’ insert ignore into journalissuearticles values(YİS); haklılaştırmak için yararlanma biçimindedir ki bu sorun da, savın kendisinin uygun/doğru yorumu sorununa dönüşmektedir. Bu çalışma YİS’nin, görünenin aksine, belirli herhangi bir anlam taşımıyor olabileceğini göstermeye çalışmaktadır; bunun için de ilk olarak Kant’ın, YİS’nin altında yatan ve tasımsal aracılık fikrini merkez alan kendi özel yargı ve akıl yürütme anlayışını sunup değerlendirmekte, sonra da YİS’nin, hem Kant’ın anlayışına hem de çıkarım ve dedüksiyon hakkındaki genel olgulara yanıt veren makul bir yorumunun yapılamadığını göstermektedir. Çalışma bu olumsuz neticeyi, Kant’ın salt mantıksal konuları ele alırken betimleyici ve kural koyucu iki bakış açısı arasında gidip gelmesine bağlamayı önererek sonlanmaktadır.Keywords : geleneksel mantık, tasım şekli, yargı, akıl yürütme, aracılık, Kant