- Temaşa Erciyes Üniversitesi Felsefe Bölümü Dergisi
- Issue:22
- Saidüddin Fergānî’nin İnsan Anlayışında Hakikat-i Muhammedî’nin Yeri ve Tesiri
Saidüddin Fergānî’nin İnsan Anlayışında Hakikat-i Muhammedî’nin Yeri ve Tesiri
Authors : Merdan Hanyyev
Pages : 22-32
Doi:10.55256/temasa.1499042
View : 40 | Download : 20
Publication Date : 2024-12-12
Article Type : Research Paper
Abstract :Vahdet-i vücût düşüncesi insana, felsefe ve metafizik tarihinin çehresini değiştirecek bir yön kazandırır. Bu ilk olarak İbnü’l-Arabî’nin düşüncesinde şekillenir. Ardından Konevî tarafından aklî ve naklî temellendirmelerle sistematik hale getirilir. Fergānî ise insan anlatısını, bu iki düşünürün temellendirmelerinden farklı bir yoruma taşır. Bu yorumların içinde en önemlisi insanın varlığını ve hakikatini, Hakikat-i Ahmedî ve Hakikat-i Muhammedî anlayışı çerçevesinde ele almasıdır. Bu Fergānî’de insanın varlığının/küllî ruhunun ezelde nasıl ve ne şekilde yaratıldığı sorularına bir cevap arayışı olarak karşımıza çıkar. Ki bu yaratılış süreci birlik ve çokluk üzerinden ruhun ve bedenin hakikiliği ve itibariliğini tartışmaya açar. Fergānî insan ruhunun hakiki, insan bedeninin ise itibari hakikatinin olduğunu düşünür. Ruhun hakikati, bedenin de tüm oluşumlarını önceleyecek şekilde, insanda birlik vasfını oluşturur. Bu birlik vasfı zahiri ve batini varlıkların bilgisini kendinde toplar. Bundan dolayı insan kevn-i cami olarak tanımlanır. Hem ay üstü âlemi bilmesi hem de ay altı âlemin bilgisine sahip olması, insanı varlığın/âlemin özü kılar. Bu özün hakikati ise Hakikat-i Muhammedî ve Hakikat-i Ahmedî olarak teşekkül eder. Fergānî’ye göre Hakikat-i Ahmedî birliğin, batının ve velayet makamının başlangıcıdır. Hakikat-i Muhammedî ise görece çokluğun, zahirin ve nübüvvet makamlarının tecellisidir. Özünde bir, ama tecellisi itibariyle birbirinden farklılaşan bu iki mertebe insanın küllî hakikatinin/ruhun ilk yaratılma evresi ve insanın kemali söz konusu olduğunda tekrardan o hakikate dönme gayesi olarak anlaşılır.Keywords : Fergānî, İnsan, Vahdet-i Vücûd, Hakikat-i Muhammedî, Hakikat-i Ahmedî, Âlem