İslâm Hukukunda Mirasçılık Sebepleri ve Mirasçı Gruplar
Authors : Yahya Bilginer
Pages : 40-65
Doi:10.51450/ilmiyat.1418570
View : 226 | Download : 133
Publication Date : 2024-06-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Yapılan bu çalışmayla İslâm miras hukukundaki mirasçılık sebepleri ve mirasçı gruplar ele alınmıştır. İnsanlık tarihi boyunca miras ve miras hukukuna dair düzenlemeler önemli bir yere sahip olmuştur. Mirasçı gruplar ve buna bağlı olarak miras hisselerinin dayandığı ilkeler her toplumda farklılık arz etmektedir. Mirasın dağıtımında, toplumların farklı ilkeleri ve gerekçeleri olmuştur. Hammurabi Kanunları ya da Cermen, Türk ve Yahudi miras hukuku gibi bazı toplumlarda ailenin korunmasına vurgu yapılmıştır. İslâm miras hukuku da mirasın ashabü’l-ferâiz olarak bilinen akrabalara dağıtılmasına öncelik vererek ailenin korunmasına çerçervesinde kendisine has bir miras hukuku ortaya koymuştur. Mirasçı sistemlerden ferdiyetçi anlayış, bireyci bakış açısına sahiptir ve bireylere mülkleri üzerinde serbestçe tasarrufta bulunma ve mirasçılarını belirleme yetkisi vermektedir. Buna karşılık, sosyalist sistemler miras hakkını reddeder ve bunun yerine bireyin miras hakkını sınırlandırarak miras varlıklarının devlete devredilmesini savunur. Tarih boyunca miras dağılımı aile, bireycilik ve toplumsal refah kavramlarından etkilenmiştir. Miras hisseleri, aile ve akrabalık bağlarıyla yakından ilişkili olduğu bilinen bir gerçekliktir. Ailenin korunmasına yönelik özellikle ashab-ı ferâizin hisselerinin dağıtımında bu açıkça görülmektedir. Zira miras hukuku ile ilgili düzenlemeler hem ekonomik hem de sosyal ilişkiler bakımından önemlidir. Kur’ân-ı Kerim, özellikle miras konusunda muğlak hukuki hükümler içermektedir. Peygamberimiz (s.a.s.) bu hükümler için açıklamalar getirmiş ve miras paylaşımında adaletin önemini vurgulamıştır. Ferâiz ilmi, mirasın paylaştırılması ve ölen kişinin mirasçılarının hakları ile ilgilenir. Ölümden sonra ilk öncelik defin, tekfiz, tekfin ve cenaze masraflarıdır. Ölen kişinin borcu varsa, bu borçlar mirastan ödenir. Vasiyet varsa, terikenin üçte birinin ödenmesi gerekir. Eğer üçte birden fazla vasiyet varsa, bu miktarın mirasçılar tarafından onaylanmasıı gerekir. Mirasçılar, kalan malların paylaştırılmasından önce borçların ödenmesinden ve vasiyetnamelerin yerine getirilmesinden sorumludur. Borçları ödeme yükümlülüğü, ölen kişinin yasal anlamda hala hayatta olduğu anlamına gelen borçluluğun sürekliliğine dayanmaktadır. İslâm hukukunda mirasçı gruplara paylaşımı nesep, evlilik ve vasiyet esasına dayanır. Ashâbü’l-ferâiz olarak bilinen mirasçılar, mirası yakınlıklarına ve paylarına göre alırlar. Payları tanımlanmamış asabe ve zevi’l-erhâm olmak üzere üç sınıf mirasçı grup vardır. Asabiyet ya da akrabalık bağları miras için en güçlü sebep olarak kabul edilir. Mirasçılardan hiçbiri mirasın tamamını almasa bile, kendileri için belirlenen paylar onlara mirastan pay alma hakkı verir. Kur’ân-ı Kerim özellikle çocuklardan en güçlü mirasçılar olarak bahseder ve mirasçıların belirlenmesinde asabe veya kan bağının önemini vurgular. Mirasçılardan asabe, ashâbü’l-ferâiz ve zevi’l-erhâm mirasçı gruplarından hiç kimse bulunmaz ya da terike bunlara taksim edildiği halde geriye kalan kısım beytülmala, yani kamu hazinesine verilir. Ferâiz ilmi, özellikle de miras paylarının belirlenmesi, fıkıh kitaplarına göre Kitap, Sünnet ve icmâya dayandırılmıştır. Ta’lîl olarak bilinen bu yaklaşımın geçersiz olduğu daha çok Hanefî fıkıh kitaplarında yer almıştır. Buna göre miras hisselerinin ve mirasçı grupların belirlenmesinde kıyasa başvurulmaz. Ferâiz meselelerinde illet bilinemediği için mirasçı grupların belirlenmesi taabbüdîdir. Ferâiz, ibadetlerle ilgili değil, mali haklarla ilgili bir alan olup kulların haklarını kapsar. Ferâiz, ülkemizdeki mer’î hukukta uygulanmamış olsa da bu ilim pek çok sebeplerle başvurulan ve en fazla ihtiyaç duyulan şer’î bir alan olarak varlığını devam ettirmektedir. İslâm miras hukuku yürürlükteki mer’î hukuka nispetle mirasçı grupları daha geniş bir çerçevede ele almıştır. Bu durum serveti bazı ellerde toplamak yerine servetin daha geniş bir şekilde pay edilmesi yoluna gidilmesinden kaynaklandığı söylenebilir. Bu kapsamda İslâm miras hukukunda her derecedeki mirasçı grubuna mahsus hisseler ayrılmıştır. Neticede İslâm miras hukukunda önemli bir konu olan mirasçılık durumunun meydana gelebilmesinde mirasçılık sebepleri ve mirasçı gruplar, nitel veri analizi ve istikrâ (tümevarım) yöntemiyle, Hanefî mezhebi ekseninde incelenmiştir.Keywords : İslâm Hukuku, Miras Hukuku, Ferâiz, Terike, Hisse