NAZLI ERAY ROMANCILIĞI VE BÜYÜLÜ GERÇEKÇİLİK
Authors : Esra Polat Şabaş
Pages : 401-412
Doi:10.20296/tsadergisi.1432258
View : 27 | Download : 18
Publication Date : 2024-08-21
Article Type : Research Paper
Abstract :Türk edebiyatı sözlü geleneğinin yabancı olmadığı büyülü gerçekçilik yirminci yüzyıla gelindiğinde yerini modern roman anlayışına teslim etmeye başlar. Bu dönemle birlikte tahkiye geleneğinin farklı bir boyuta taşındığı edebiyat realizmle iç içe geçen metinler üretmeye ve salt gerçekliği anlatmayı önceler. Büyülü gerçekçilik Türk Edebiyat geleneğinin yabancı olmadığı bir sanat akımı olsa da postmodern edebiyatın anlatım olanakları dâhilinde anlatıyı girift bir hâle getirebilmektedir. Daha çok fantastik edebiyatla karıştırılan büyülü gerçekçilik bir sanat akımıdır. Nazlı Eray, ilk Türk romanı olarak Giritli Ali Aziz Efendi’nin 18. yüzyılın sonlarında yazdığı Muhayyelât’ı kabul eder ve böylece yazar kendi sanat anlayışını da ilan etmiş olur. Nazlı Eray, insanoğlunun ruh dünyasını, düşlerini, arzularını, korkularını, tutkularını, hayallerini, masallardaki gibi yarattığı bir dünyada postmodern edebiyatın olanaklarını zaman ve mekânda yaptığı kaymalarla başka bir boyuta taşıyarak Türk Edebiyatı için avangart sayılabilecek bir anlatıma kapı aralar ve araladığı bu kapıyı Türk Edebiyatının sözlü geleneğinde var olan olağanüstüye yaslar. Postmodern edebiyat okurunu kurmacanın dünyasında dolaştırırken okuru farklı boyutlara davet eder. Farklı dünyalara davet edilen okur kurmacayı kendi zihninde tamamlar. Anlatım tarzı ve ele aldığı konularla dikkatleri üzerine çeken yazar, eserlerindeki imgeler, metaforlar, anlatımdaki küçük ayrıntıları yönünden de değerlendirilir. Bu çalışmada Nazlı Eray’ın romanlarında büyülü gerçekçilik anlayışına yer verilmiştir. Büyülü gerçekliğin ne olduğu açıklanırken yazarın kendine has sanat akımını yorumlanışı üzerinde durulmuştur. Anahtar Kelimeler: roman, büyülü gerçekçilik, büyülü belgesel gerçekçilik.Keywords : roman, büyülü gerçekçilik, büyülü belgesel gerçekçilik