- Yakın Doğu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Volume:5 Issue:2
- İmam Serahsî ’nin Azınlık Haklarına Bakışı
İmam Serahsî ’nin Azınlık Haklarına Bakışı
Authors : Mustafa KELEBEK
Pages : 257-286
Doi:10.32955/neu.ilaf.2019.5.2.04
View : 23 | Download : 11
Publication Date : 2019-12-31
Article Type : Research Paper
Abstract :Azınlık deyimi, Batı hukukunda, bir kamu hukuk terimi olarak kullanılmaktadır. Çoğu kez, hâkim kitle tarafından hakkı gasbedilen bir nüfus yoğunluğunu anımsatmaktadır. Çağdaş hukuk sistemindeki “ülke” kavramı ile İslam Hukukunda “dâr” kavramı arasında sistem farklılığı vardır. Çağdaş hukuk sistemlerinde, ülkenin bir “aslî” vatandaşı bir de ülkenin normal vatandaşlık statüsünden farklı haklara sahip, -adeta bir alt sınıf diyebileceğimiz- “ikincil” vatandaş vardır. Bu kesim, bütün haklarını ülkenin asıl vatandaşlarının getirdiği sınırlara göre kullanır. Ülkede “yerli” ve “yabancı” çağrışımlı iki vatandaş olup, birincilin tanıdığı kadar varlık gösterebilen bir ikincil grup hayat sürer. Bu ikincil gruba, Batı Hukuku sisteminde “azınlık” deyimi kullanılır. İslam Hukuku, ülkeleri insert ignore into journalissuearticles values(dâr);, Dâru’l-İslâm ve Dâru’lküfr olarak ikiye ayırır. Bu ayrım, bir aşağılama adına değil, var olansosyal realiteyi kabul etmek adına kavramsallaştırılmış bir ifadedir. Dâru’l-İslâmın iyi ilişkiler içinde olduğu ülkeye Dâru-s-sulh adı verilir ve bu ülkenin vatandaşlarına her türlü seyahat hakkı tanınır. Dârulislam vatandaşları, Müslüman ve gayrimüslimlerden oluşur. Her iki grub da “aslî” vatandaşlık hakkına sahiptir. Gayrimüslim vatandaş için, küçümseyici, incitici “azınlık” insert ignore into journalissuearticles values(minority); deyimi yerine, “zimmî” ve “müste’men” ifadeleri kullanılır. Zimmî, sözleşme gereği vatandaşlık hakkı kazanan ve her türlü hakları Dârulislam insert ignore into journalissuearticles values(İslami Devleti); tarafından garanti edilen vatandaş demektir. Müste’men ise, kendisine eman insert ignore into journalissuearticles values(güvence); verilen yabancı demektir. İslam hukukunda gerek zimmî, gerekse müste’men, dînî ve hukukî bütün haklara sahiptir. Onlara, hukukî özerklik verilmiştir. İslama ters düşse bile, kendileri için meşru olan iç hukuklarını serbestçe kullanabilirler. İmam Serahsî insert ignore into journalissuearticles values(483/1090);, Buhara Meşâih geleneği çevresinde İmam Mâtürîdî insert ignore into journalissuearticles values(); ekolüne bağlı büyük bir İslam Fakîhidir.Keywords : İslam Hukuku, Zimmi, Müstemen, İnsan hakları, Azınlık hakları, Medine vesikası