- Yakın Doğu Üniversitesi İslam Tetkikleri Merkezi Dergisi
- Volume:10 Issue:2
- İbn Acîbe’nin Kader Anlayışı: Hikmet, Kudret ve Yakîn Kavramları Bağlamında Bir İnceleme
İbn Acîbe’nin Kader Anlayışı: Hikmet, Kudret ve Yakîn Kavramları Bağlamında Bir İnceleme
Authors : Ramazan Emektar
Pages : 595-624
Doi:10.32955/neu.istem.2024.10.2.09
View : 64 | Download : 79
Publication Date : 2024-12-31
Article Type : Research Paper
Abstract :İbn Acîbe (öl. 1224/1809), ilmî kişiliği, tasavvufî şahsiyeti, eserleri ve görüşleri aracılığıyla, İslam dünyasında etkileri hissedilmiş bir sûfidir. Bu makale, Fas\\\'ta yetişmiş çok yönlü bir âlim ve ârif olan İbn Acîbe\\\'nin kaza ve kader konusundaki görüşlerini, irtibatı bakımından hikmet, kudret ve yakîn kavramları perspektifinden incelemeyi hedeflemektedir. Çalışmamız, bu amaca bağlı olarak İbn Acîbe\\\'nin kaza ve kadere dair doğru bir bakış açısının oluşturulabilmesi için kullandığı yöntemi saptamaya çalışmıştır. Bu bağlamda, İbn Acîbe\\\'nin kader konusundaki düşünceleri, özellikle Silkü’d-dürer fî zikri’l-kazâ ve’l-kader eseri başta olmak üzere, ilgili diğer eserleri aracılığıyla betimsel analiz yöntemi kullanılarak incelenmiş ve literatüre katkı sağlanmaya çalışılmıştır. İbn Acîbe\\\'ye göre, kaza ve kader meselesinde birçok âlim, kaderi anlamada ilim ve ameli yeterli görmeleri ve sebeplerin arkasındaki Müsebbib’i ihmal etmeleri nedeniyle yanılgıya düşmektedir. Ona göre, kaderin gerçek manada anlaşılması, ilim ve amelle değil, ancak yakîn terbiyesi yoluyla kalbin nurlanması ve basîretin açılmasıyla mümkündür. İbn Acîbe, insan aklının kaza ve kaderi tam olarak kavrayamayacağını ve bu konuda doğru bilgiye ulaşmanın ancak yakîn ve tahkik ehli olmayı gerektirdiğini savunmaktadır. İbn Acîbe\\\'nin düşüncesine göre, insanların kader anlayışları, ilahi hikmet ve kudret perspektifi doğrultusunda şekillenir. İbn Acîbe’nin eserlerinde sıklıkla birlikte ele alıp derinlemesine incelediği kavram çiftlerinden biri \\\"hikmet\\\" ve \\\"kudret\\\"tir. Bu iki kavram, onun düşünce yapısının merkezinde yer almakta ve o pek çok meseleyi bu kavramlar etrafında irdeleyerek açıklamaya çalışmaktadır. İbn Acîbe, hikmeti, sebepler ve gerekçelerle kudreti gizlemek; kudreti ise eşyayı ilâhî iradeye uygun bir şekilde ortaya çıkarmak olarak tanımlar. Bu tanımlar doğrultusunda, kudretin eşyayı görünür kıldığını, hikmetin ise eşyadaki manayı örttüğünü savunur. Ayrıca, İbn Acîbe, hikmet ve kudretin birbirini tamamladığını ve bu iki kavramın ayrılmaz bir bütün oluşturduğunu vurgular. İbn Acîbe, eserlerinde Allah\\\'ın mutlak iradesini vurgulayarak, Allah-âlem ve Allah-insan ilişkilerini hikmet ve kudret ekseninde değerlendirmektedir. Bu bağlamda, Mu\\\'tezile\\\'nin kaderi reddeden yaklaşımını eleştirirken, Cebriyye\\\'nin Allah\\\'ın hikmetini göz ardı eden anlayışını da eleştiriye tabi tutmuştur. İbn Acîbe, Eş\\\'arîlerin Allah’ın kudreti çerçevesinde kulların fiillerini yorumlayan görüşünü, Mâturîdîlerin Allah’ın hikmetine dayalı açıklamalarıyla birleştirerek, bu iki düşünce ekolünü uzlaştırmayı hedeflemiştir. Diğer taraftan İbn Acîbe’nin insanları manevi makam ve hallerine göre sınıflandırdığı görülmektedir. Bu sınıflandırma, insanların manevi durumlarına göre kader karşısında farklı tavırlar takınmaları gerektiği düşüncesini doğurmuştur. Avâm ve havâsın, hikmet boyutunda oldukları için sebeplere bağlı hareket etmelerini ve manevi destek aramalarını şart koşan İbn Acîbe, manevî yetkinliğe ulaşan havâssu’l-havâsın ise sebepleri terk etmesini savunmuştur. Bu yaklaşıma göre, kudret bakışına sahip olanlar hakikati müşahede ederken, hikmet boyutunda kalanlar sebeplere bağlı kalmaktadır. İbn Acîbe, Kaderin değişmeyeceğini ve ne kadar önlem alınırsa alınsın takdir edilen sonucun gerçekleşeceğini vurgular. Dolayısıyla bu çalışmada, İbn Acîbe\\\'nin kaderin doğru bir şekilde anlaşılması için yakînî terbiyeyi gerekli gördüğü ve kaderin hikmet ve kudret kavramları çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.Keywords : Tasavvuf, İbn Acîbe, Kader, Hikmet, Kudret, Yakîn.