Çağdaş İran Fakihlerinden Kâdı Muhammed Hızırî’nin Tasavvufa Dair Fetvaları
Authors : Mehmet Saki Çakır
Pages : 365-391
View : 114 | Download : 63
Publication Date : 2025-04-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Kâdı Muhammed Hızırî (ö. 1997), İran’ın kuzeybatısındaki Sünnî topluma gayri resmi olarak kâdılık ve müftülük görevlerini ifa eden, son dönem Sünnî fakihlerdendir. Yaşadığı Uşneviyye şehrinde tedris faaliyetlerinde bulunan Hızırî, birçok talebe yetiştirmiş ve onlarca eser telif etmiştir. Nakşibendî-Hâlidî sûfî geleneğine bağlı bir aile ortamında yetişen Hızırî, daha çok zâhirî ilimlerdeki yetkinliğiyle ön plana çıkmasına rağmen, telif ettiği eserlerde tasavvufa dair görüşler de beyan etmiştir. Bu kapsamda, muhtelif mevzuları konu ettiği Farsça Fetâvâ-yı Muhammediyye adlı eserinde elliden fazla fetvası tasavvufla ilgilidir. Bu fetvalarında, muhtelif kaynaklara atıflar yapmıştır. Kaynakların bir kısmı tasavvufî eserler, bir kısmı da fakih sûfîlerin fetvaları olmakla birlikte, sıklıkla İbn Teymiyye’den nakiller yapması, onun bu âlimin etkisinde kaldığını göstermektedir. Şiîlerin yoğun olduğu bir ülkede, tasavvufî bir ortamda yetişip selefîlerden etkilenmesi, farklı görüşlerin harmanlanmasında belirleyici olmuş ve onu özgün bir figür haline getirmiştir. Tasavvufu tasfiye ve tehalli kavramlarıyla açıklayan Hızırî, tevbe konusunda Abdülkâdir Geylânî’yi referans gösterir. Fenâ hâline dair kendisine yöneltilen bir soruyu cevapladıktan sonra, salih sûfîlerin bu hâldeki sözlerinin tevil edilmesi gerektiğini ifade eder. Hızırî’ye göre “teberrük” maksadıyla Hz. Peygamber ve velilere tevessül etmekte bir sakınca yoktur. O, tasavvuf kaynaklarında geçen birçok rivayeti/hadisi İbn Teymiyye’yi referans alarak asılsız kabul eder. Bu bağlamda, Hızırî’ye göre “nefsini tanıyan Rabbini bilir” sözü hadis olmayıp Yahya b. Muaz’a aittir.Keywords : Tasavvuf, Kâdı Muhammed Hızırî., Fıkıh, Fetva, İran, Sünnî