- Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi
- Volume:7 Issue:18 Special Issue
- DİN, DEVLET VE SİYASET İLİŞKİSİ ÜZEREİNE
DİN, DEVLET VE SİYASET İLİŞKİSİ ÜZEREİNE
Authors : Murat AYGEN
Pages : 516-536
Doi:10.33692/avrasyad.595741
View : 15 | Download : 15
Publication Date : 2019-06-26
Article Type : Research Paper
Abstract :Dinin siyasetle hiç ilgisinin bulunmaması talebi gerçekçi olmayacaktır. Çünkü dinler ülkelerin sosyolojik bir parçasıdır ve siyasal meşruiyet konusunda etkilidirler. Gerçeklik olarak siyaset ile din, din ile siyaset bir şekilde ilgilidir ve tarihsel süreçte bu böyle olmuştur. Tarih boyunca üzerinde en fazla konuşulup tartışılan konulardan birisi Din–Devlet-Siyaset ilişkisidir. Gelişmekte olan toplumlarda din, siyaseti etkileyerek iktidarın oluşmasına yol açarken öte yandan siyasetçiler, dini kullanarak bunu toplumsal yaşamın bütününe yaymaktadırlar. Yönetimlerinin meşruiyetini dinden aldıklarını beyan etmektedirler. Ayrıca günümüzde küresel ve emperyalist güçler, çeşitli ülke ve toplumları kontrol edebilmek için dini de kullanmakta ve meşru yönetimlere karşı din ve mezhep savaşı çıkararak yönetimleri zor durumda bırakmaktadırlar. İslami devlet sistemi nasıldır, din bunu nasıl beyan ediyor, kanun ve yasalarının kaynağı nelerdir, yönetimlerin meşruiyeti neye dayandırılmalıdır, dinin devlet projesi var mıdır, varsa bu sistem günümüzde uygulanabilir mi gibi soruların cevabı hep tartışma konusu olmuştur. İnsanın ferdi hayatının yanı sıra bir de toplumsal bir yaşantısı vardır. İnsan yaratılış itibariyle toplumsal bir varlık olarak yaratıldığından yalnız yaşayamaz. İnsan iyi ve kötü, güzel ve çirkin birçok sıfatlarla donatılmış, sınırsız istek ve arzulara sahiptir. Her şeyin en iyisine sahip olma duygusu, makam hırsı, sınırsız özgürlük, dünya sevgisi ve bunların karşısında adaleti istemek, ilerlemek, medenileşmek, insanlara iyilikte bulunmak gibi her insanda var olan ve aynı zamanda birbiriyle çelişen istek ve arzuları vardır. Toplumun yaşaması, ilerlemesi ve fertlerin hak-hukuklarının korunması toplumda zulmün yok olup adaletin hâkim olması, korku ve kargaşanın yok olup huzur ve emniyetin hâkim olması, her ferdin toplumsal yaşantısının yanı sıra bireysel hayatının da korunabilmesi için bir takım kanun ve yasaya ve bunu uygulayacak bir devlete ihtiyaç olduğu inkâr edilemez bir gerçektir.Keywords : Din ve Siyaset, Devlet, Toplumsal Yaşam, Siyasal Meşruiyet