Kavâid-i Fıkhiyye’nin Gelişim Sürecinde Şâfiî Fakihlerin Rolü
Authors : Şeyma Yeşilyayla
Pages : 61-78
Doi:10.52886/ilak.1456103
View : 88 | Download : 85
Publication Date : 2024-06-30
Article Type : Research Paper
Abstract :İnsan yaşamının her alanını kuşatan bir disiplin olarak fıkıh ilmi, sürekli bir gelişme ve olgunlaşma sürecinden geçmiştir. Bu süreçte müçtehit ve fakihlerin yoğun çalışmaları neticesinde zengin fıkhî bir miras ortaya çıkmıştır. Bu miras farklı bakış açılarıyla ele alınarak fıkıh ilminin çeşitli alt dallarının oluşmasına zemin hazırlamıştır. Bu alt dallardan biri de “kavâid-i fıkhiyye”dir. Fıkhî birikimin sistematik bir şekilde tasnif edilmesi ve genel ilkelerinin ortaya çıkarılması sonucu oluşmuş bir disiplin olan kavâid-i fıkhiyye, fıkhî hükümlerin mahiyetini ve zihnî çerçevesini oluşturan, bu hükümlerin dayandığı temel prensipleri ve amaçladığı gaye ve hikmetleri inceleyen bir ilim dalıdır. Aynı zamanda, fıkhî hükümleri belli prensipler altında tasnif ederek İslam hukukunun sistematik bir şekilde gelişmesine katkı sağlar. Kâidelerin ortaya çıkışını Asr-ı Saadet dönemine kadar götürmek mümkündür. Hz. Peygamber’in bazı özlü sözleri, sahabeden gelen bazı vecîz ifadeler ve ilk imamlardan hüküm içerikli özlü cümleler kavâid-i fıkhiyyenin ilk izleri olarak değerlendirilebilir. Hanefî ve Şâfiî fakihleri, bu disiplinin ortaya çıkması ve gelişmesine öncülük etmişlerdir. Ancak Şâfiî fakihlerinin bu disipline katkılarının daha belirgin olduğunu ifade etmek mümkündür. Nitekim bu alanda Hanefî fakihi İbn Nüceym’e kadar kayda değer bir çalışma yapılmamışken Şâfiî fakihlerin birçok eser kaleme aldıkları görülmektedir. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılarak Şâfiî fakihlerin kavâid-i fıkhiyyeye dair eserleri incelenmiş ve bu disiplinin gelişmesinde Şâfiî fakihlerin rolü değerlendirilmiştir. Bu bağlamda Şâfiî fakihlerin kavâid-i fıkhiyyeye dair katkılarının daha detaylı bir şekilde incelenmesi için İbnü’l-Vekîl (ö. 716/1317), Alâî (ö. 761/1359), İbnü’s-Sübkî (ö. 771/1370), Bedreddin ez-Zerkeşî (ö. 794/1392), İbnü’l-Mülakkin (ö. 804/1401), Hısnî (ö. 829/1426), Süyûtî (ö. 911/1505) gibi önde gelen Şâfiî fakihlerin kavâid eserlerine başvurulmuştur. Bunun yanı sıra Hanefî mezhebinden Kerhî (ö. 340/952) ve Debûsî’nin (ö. 430/1039) kavâid eserleri arasında kabul edilen çalışmalarına da müracaat edilmiştir. Bu alanın en olgun eserlerinden birini kaleme alan Hanefî fakihi İbn Nüceym’in (ö. 970/1563) kavâid eseri de incelenmiştir. Bu sayede Şâfiî fakihlerin kavâid-i fıkhiyyeye dair özgün ve kapsamlı bakış açısı, diğer fıkıh mezhepleriyle de mukayese edilerek daha net bir şekilde ortaya konmuştur. Bu inceleme neticesinde Şâfiî fakihlerin kavâid-i fıkhiyye alanına önemli katkılarda bulunduğu tespit edilmiştir. Bu katkılardan birisi, Şâfiî fakihlerin kavâid-i fıkhiyyeyi sistematize etmeleridir. Nitekim Şâfiî fakihler, şer‘î hükümleri belli prensipler altında tasnif etmişlerdir. Bu sayede hükümler arasındaki bağlantılar daha net bir şekilde ortaya konmuştur. Şâfiî fakihlerin bir diğer katkısı kavâid-i fıkhiyyeye dair özgün eserler vermeleridir. Bu eserler kavâid-i fıkhiyyenin gelişmesinde ve diğer fıkıh mezhepleri tarafından da benimsenmesinde önemli rol oynamıştır. Aynı şekilde Şâfiî fakihleri, kaleme aldıkları eserler ile diğer fıkıh mezheplerinin de kavâid-i fıkhiyye alanında çalışmalar yapmasına ön ayak olmuşlardır. Nitekim Hanefî mezhebinden İbn Nüceym’in büyük ilgi gören el-Eşbah ve’n-nezâir isimli kavâid eseri Şâfiî fakihlerin eserlerinden ilham alınarak kaleme alınmıştır. Şâfiî fakihlerin bu katkıları sayesinde kavâid-i fıkhiyye, akademik bir disiplin olarak gelişmiştir.Keywords : İslam Hukuku, Kavâid i Fıkhiyye, Dâbıt, el Eşbâh ven nezâir, Furûk, Hanefî, Şâfiî