IAD Index of Academic Documents
  • Home Page
  • About
    • About Izmir Academy Association
    • About IAD Index
    • IAD Team
    • IAD Logos and Links
    • Policies
    • Contact
  • Submit A Journal
  • Submit A Conference
  • Submit Paper/Book
    • Submit a Preprint
    • Submit a Book
  • Contact
  • Milli Folklor
  • Cilt: 19 Sayı: 145
  • Çivi Yazılı Belgelere göre Eski Anadolu’da Lohusalık Sendromu ve Lamaštu

Çivi Yazılı Belgelere göre Eski Anadolu’da Lohusalık Sendromu ve Lamaštu

Authors : Kübra Karaköz
Pages : 169-181
Doi:10.58242/millifolklor.1396983
View : 96 | Download : 86
Publication Date : 2025-03-19
Article Type : Research Paper
Abstract :Tarih boyunca doğum, ergenlik, evlilik ve ölüm gibi her önemli aşama, yaşamın bir döneminden diğe-rine geçiş birçok dinde ve toplumda ritüelleşmiştir. Bu aşamalardan doğum, tarihin her dönemi ve her yerin-de belirli bir ölçüde kutsal kabul edilen bir olay olmuştur. Doğum öncesi, doğum esnası ve doğum sonrası her aşama hem fiziksel hem de psikolojik etkilere neden olmaktaydı. Bu değişimlerden biri lohusalık send-romudur. Lohusalık sendromu tarih boyunca toplum nezdinde fark edilen önemli bir rahatsızlıktır. Günümüz klinik çalışmalarında tanımlanan ve semptomları belirlenen sendromun fizyolojik ve psikolojik etkileri tarih boyunca gözlenmiş ve anlamlandırılmıştır. Modern tıbbın olmadığı dönemde insanlar, anlamlandıramadığı her olgu gibi lohusalık sendromunu da mitleştirmiş, doğaüstü varlıklarla özdeşleştirmiştir. Geleneksel inançta insanlar annenin bedeninde meydana gelen değişimleri, infertiliteyi (kısırlık), bebek ölümü ya da abortus (düşük) gibi tıbbi durumların kaynağını doğaüstü varlıklardan kaynaklandığına inanmıştır. Hamile kadınlara, lohusalara ve bebeklere zarar veren doğaüstü varlıklardan korunmak adına çeşitli yöntemler geliştirmişler-dir Günümüzde Anadolu’da hamile kadınlar, lohusalar ve bebeklerde meydana gelen rahatsızlıkların Alka-rısı isimli doğaüstü varlıktan kaynaklandığına inanılmaktadır. Yöreler arası değişmekle beraber Alkarısın-dan korunmak adına çeşitli yöntemler geliştirilmiştir. Muska takmak, çeşitli bitkilerden macun yapmak, çay yapmak ve tütsü yakmak gibi yöntemler geliştirilmiştir. Günümüzde Anadolu’da lohusa kadınların başına ve bebeklerin yatağına kırmızı kurdele bağlamak, yastığın altına bıçak koymak gibi uygulamalar geleneksel-leşmiştir. Alkarısı Anadolu’ya özgü bir inanç olmakla beraber yazılı kaynaklarda, anne ve bebeğin sağlığı-na dair endişelerin ve lohusalık sendromunun somutlaşması çok daha erken döneme dayanmaktadır. Anado-lu tarihinde en erken çivi yazılı belgelerde, toplumların doğum ve doğum sonrası anne ve bebek sağlığı konusunda oldukça hassas olduğu görülmektedir. Çivi yazılı belgelere göre, doğum öncesi, doğum esnası ve doğum sonrasında yapılan çeşitli sağaltma ve korunma ritüelleri vardı. Bu ritüeller mevcutta yer alan anne, bebek sağlığı ve psikolojisi için üretilen çözümlerdi. Günümüzde olduğu gibi Eskiçağ’da da insanlar, hasta-lık ve kötülüklerin doğaüstü güçlerden kaynaklandığına inanmaktaydı. Anne ve bebek sağlığını etkileyen bilinen en erken doğaüstü varlık Lamaštu’dur. Aslında Mezopotamya kökenli bir Demon olan Lamaštu’ya Anadolu’da da inanılmıştır. Lamaštu, büyü metinlerinde, dua metinlerinde, mitolojik metinlerde ve muska-larda yer alan inanç tarihi açısından oldukça köklü olan bir demondur. Abortus, çocuk ölümleri, kısırlık, kadın hastalıkları, anne ölümleri, iktidarsızlık, cinsel işlev bozuklukları, salgın hastalıklar, enfeksiyonel hastalıklar, hepatit, sarılık gibi fizyolojik; depresyon, panik atak, anksiyete, kişilik bozuklukları gibi psikolo-jik hastalıklarla ilişkilendirilmekteydi. Ayrıca yıkım, felaket, kıtlık, bitki ve hayvan üreme bozuklukları ile diğer canlı varlıkların doğumuyla ilişkilendirilirdi. Doğum ve bereketle ilişkili sürekliliği ve hayatın devamlı-lığını engelleyen demonun antagonistik karakteri Anadolu’da da inanılmasına neden olmuştur. En erken Asur Ticaret Kolonileri Döneminde Asurlu tüccarlar aracılığıyla Anadolu’ya aktarılmıştır. Bu dönemde ele geçen muskalar, evlerin içini bu demondan korumaya yöneliktir. Daha sonraki dönemde, Hitit çivi yazılı belgelerde anne ve bebeğin fizyolojik ve psikolojik sağlığını korumak için yapılan ritüellere rastlanılmakta-dır. Bu dönemde kişileştirilmiş herhangi bir lohusalık sendromu ifriti yer almamasına rağmen Anadolu’da Geç Hitit Döneminde Lamaštu muskalarına yeniden rastlanılmıştır. Çalışma, Anadolu’da en erken çivi yazılı belgeler ve arkeolojik veriler ışığında Eski Anadolu’da lohusalık sendromuna dair dolaylı ve doğrudan sağlanan bilgileri konu almıştır. Sendromun kişileştirilmiş ve mitleştirilmiş hali olan Lamaštu üzerine durul-muştur. Çivi yazılı belgelerde lohusalık sendromunun genel tanısı, hastalık adı veya tam anlamıyla tedavisi olmamasına rağmen yapılan sağaltma ritüelleri dolaylı yoldan sendroma karşı önlemlerdir. Bu açıdan günü-müze kadar gelen belgelerde adlandırılmaya rastlanılmamasına rağmen lohusalık sendromunun doğaüstü bir varlıkla eşitlenmesi bireysel hastalığın toplumsal bir olgu olarak düşünüldüğünü göstermektedir.
Keywords : Lohusalık sendromu, demon, Lamaštu, Alkarısı, Asur Ticaret Kolonileri Dönemi

ORIGINAL ARTICLE URL
VIEW PAPER (PDF)

* There may have been changes in the journal, article,conference, book, preprint etc. informations. Therefore, it would be appropriate to follow the information on the official page of the source. The information here is shared for informational purposes. IAD is not responsible for incorrect or missing information.


Index of Academic Documents
İzmir Academy Association
CopyRight © 2023-2025