Karagöz Oyununda Yanlış Anlamalar
Authors : Osman Akteker
Pages : 29-47
Doi:10.58242/millifolklor.1438903
View : 183 | Download : 132
Publication Date : 2025-03-19
Article Type : Review Paper
Abstract :Geleneksel Türk tiyatrosunun bir dalı olan Karagöz, tasvir adı verilen şekillerin hayalbazlar ta-rafından perde arkasından ışık yardımıyla hareket ettirilmesi ve seslendirilmesiyle vücut bulan bir gölge oyunudur. Güldürü, Karagöz’de temel unsurdur. Tiplerin kendilerine has özellikleri, olmaya-cak olayların ve rüyaların gerçek gibi anlatılması oyunun başlıca güldürü unsurlarıdır. Fakat oyunda-ki temel güldürü yöntemi, yanlış anlamalardır. “Edebiyat Tarihi, Ruhbilimi, Ruhdilbilimi, Halk Bili-mi” başta olmak üzere pek çok bilimsel araştırmaya konu olan Karagöz’deki yanlış anlamalar; “Alıcı-Gönderici İlişkisi” ve “Lisan Tenkidi” olmak üzere iki hipotez doğrultusunda incelenmiştir. Alıcı-Gönderici İlişkisi Hipotezi, gölge oyunundaki Hacivat ve Karagöz tiplerinin kültürel farklılıklarını yanlış anlamaların kaynağı kabul etmektedir. Lisan Tenkidi Hipotezi ise Karagöz’ün Türkçe söyleyi-şe saygı uyandırmak maksadıyla bilinçli bir yanlış anlama yöntemi seçtiğini ileri sürmektedir. Fakat yanlış anlamalar, Karagöz tipine özgü değildir ve Karagöz Türkçe sözcükleri de yanlış anlamaktadır. Dolayısıyla Karagöz’deki yanlış anlamaları izah eden bir hipotez, bu gözlemleri de dikkate almalıdır. Bu çalışmanın amacı, dilin temel özelliği ile iletişim sistemlerinin çatışması sonucu ortaya çıkan iletişimsizlik olgusunun Karagöz’deki yanlış anlamaların temel nedeni olduğunu göstermektir. İleti-şim, doğal dillerin işlevidir. Fakat dilin temel işlevi değildir. Dolayısıyla dil, iletişim esas alınarak tanımlanamaz. Dil, öteki biyolojik sistemlerde olduğu gibi birçok işleve sahiptir. Biyolojik bir sistem olan dil, kavramsal amaç içeren ara-yüzle eşleşen, hiyerarşik anlatımlar dizisi üreten bir düşünce dilidir. Üreticidilbilgisi tarafından ortaya konan dilin bu temel özelliği, dilin ikincil bir özelliği olan dışsallaştırmayla çatışarak iletişimsizliklere neden olmaktadır. Zira duyu-motor ara-yüzü, bey-nin/zihnin bir diğer sistemi olup temel özellikle doğrudan eşleşmemektedir. Nitekim duyu-motor, hiyerarşik değil çizgiseldir. Yanıltıcı cümle olguları ve sözcük işleme süreçleri, temel özellik ve duyu-motor sisteminin çatışması sonucunda ortaya çıkan başlıca iletişim engelleridir. Karagöz’deki yanlış anlamalar ise çözümleyicinin yaşadığı işleme güçlüklerinin hayalbazlar tarafından geliştirilen sanatsal bir yorumudur. Olrik’in “Halk Anlatılarının Epik Kuralları Teorisi” hayalbazların bu sanatsal yakla-şımını izah etmektedir. Zira bu teorinin “Zıtlık Kuralı”na göre anlatılarda zıt unsurlar, evrensel bir görünüm arz etmektedir. Nitekim hayalbazlar, doğru düzgülenmiş bir iletiyi yanlış çözümleyen bir alıcı yöntemiyle zıtlık oluşturmuş ve bu zıtlığı güldürü sanatına dönüştürmüşlerdir. Çalışmanın yön-temi ise R. Jokobson’ın iletişim şemasını Üreticidilbilgisi’nin dil tanımıyla birleştiren dizgedir. Bu şema, temel özellik ve zıtlık kuralının bir bileşkesi olan Karagöz oyunundaki iletişimsizlikleri izah etmektedir. Karagöz’deki yanlış anlamalar, metin taraması ile saptanmış ve çözümleyicinin sözcük işleme güçlüklerine göre sınıflandırılmıştır. Buna göre “uzunluk, benzerlik, sıklık, hazırlama etkileri ve somutluk” etmenleri, Karagöz’de yanlış anlamalara ve çözümleyicinin sözcük işlemede güçlük yaşamasına neden olmaktadır. Karagöz’deki yanlış anlamlar, bu etmenlere göre tasnif edilmiş ve inceleme bölümünde iletişim engellerinin ortaya çıkışını izah eden iletişim şemasında gösterilmiştirKeywords : Karagöz, geleneksel Türk tiyatrosu, sözcük işleme, yanlış anlama, iletişim