- Türkbilig
- Volume:2024 Issue:48
- KIBRIS’TA ALEVİLİK VE BEKTAŞİLİK KÜLTÜRÜ: ÂŞIK KENZÎ’NİN ŞİİRLERİ ÖZELİNDE BİR DEĞERLENDİRME...
KIBRIS’TA ALEVİLİK VE BEKTAŞİLİK KÜLTÜRÜ: ÂŞIK KENZÎ’NİN ŞİİRLERİ ÖZELİNDE BİR DEĞERLENDİRME
Authors : Mustafa Yeniasır, Burak Gökbulut, Ahmet Güneyli
Pages : 377-393
Doi:10.59257/turkbilig.1455923
View : 4 | Download : 3
Publication Date : 2024-12-27
Article Type : Research Paper
Abstract :1571 yılında Kıbrıs’ın Türkler tarafından fethinden sonra Anadolu’nun çeşitli yörelerinden her sanat ve meslekten birçok Türk Kıbrıs’a yerleştirilmiştir. Sözü edilen dönemde adaya yerleştirilen Türkler, doğal olarak yaşam tarzlarını, gelenek ve göreneklerini de beraberlerinde getirmişlerdir. Bunlardan birisi de şüphesiz ki Alevi-Bektaşi kültürüdür. Ada’ya yerleşen Yeniçerilerle birlikte Kıbrıs’ta Alevi-Bektaşi kültürü de yayılmaya başlamış, daha sonra nüfusu çoğaltmak için gönderilen ve adada çeşitli faaliyetlerde bulunan insanların bir bölümü de Yörük ve Alevi olmuştur. O dönemde Kıbrıs’a yerleşen Alevi ve Bektaşiler; adada dergâhlar kurmuşlar, Kıbrıs’a kültürel, edebî ve sosyal yönden birçok katkıda bulunmuşlardır. Bugün bakıldığında adanın gerek kuzeyinde gerekse güneyinde Osmanlı döneminden kalan Kutup Osman Dergâhı, Kırklar Türbesi, Bayraktar Türbesi, Turâbî Tekkesi gibi Alevi-Bektaşi yapılarının bulunduğu görülmektedir. Önceden inşa edilen bir kısım dergâhın ise sonradan camiye çevrildiğiyle ilgili bilgiler de kaynaklarda mevcuttur. Kaynaklarda yaşamı ile ilgili pek fazla bilgi bulunmayan Âşık Kenzî, 1795 yılında Kıbrıs’ta doğmuş oradan Edirne’ye geçmiş ve 1840 yılında hayatını kaybetmiştir. Kenzî’nin Edirne’de uzun süre ikamet etmediği, buradan ayrılarak Türk-Yunan savaşlarına katıldığı ve gözlemlerinden hareketle Mesolongi ile Atina çarpışmalarını anlatan üç destan yazdığı görülmektedir. Şairin bir diğer önemli eseri olan Kıbrıs Destanı ise 1833 yılında Kıbrıs’ta patlak veren isyanları anlatmaktadır. Yaşadığı dönemde tanık olduğu çeşitli olayları şiirlerine yansıtan şair, Kıbrıs’taki isyanları da realist bir şekilde eserlerinde vermeye çalışmıştır. Yaşamı ile alakalı bilgileri eserlerinden edindiğimiz Kenzî’nin yaklaşık 12-13 yaşlarında Kıbrıs’tan ayrıldığı ve eserlerinin çoğunu Anadolu ile Rumeli’de verdiği anlaşılmaktadır. Bektaşi tekkelerinde yetiştiği bilinen şair, batı ve güney Anadolu’nun bazı yerlerini dolaştıktan sonra Edirne’ye yerleşmiştir. Makalenin sonunda Âşık Kenzî’nin Edirne kitaplığında 2203 numarada tek bir nüsha halinde bulunan divanından örnekler de verilmiştir. Kaleme aldığı şiirlerden edinilen bilgiye göre şair, Rumeli’nin birçok yerini görme şansı bulmuş ve bu bölgede yer alan tarihî unsurlara şiirlerinde geniş bir yer vermiştir. Kırk beş yıl gibi kısa bir ömür sürmesine rağmen Âşık Kenzî, döneminin en ünlü meydan şairlerinden biri olarak, hacimli bir divan oluşturacak kadar şiir kaleme almıştır. Eserlerini tespit ederek Latin harflerine aktaran Kıbrıslı Türk araştırmacı Harid Fedai sayesinde tanıdığımız şair, şiirlerinde çoğunlukla aruzu, aruzlu halk şiiri biçimlerini kullanmış ve farklı konularda şiirler kaleme almıştır. Kıbrıs Türk Edebiyatı içerisinde daha çok destanları ile bilinen Âşık Kenzî’nin çağdaşlarına göre oldukça zengin bir söz dağarcığı vardır. Kenzî, şiirlerinde özellikle Farsça tamlamaları tercih etmiş, bununla birlikte Arapça sözcüklere de yer vererek eserlerinde genel olarak ağır, süslü ve sanatlı bir dil kullanmıştır. Âşık Kenzî, divanı içerisinde bulunan birçok şiirde Alevi-Bektaşi kültürüne ilişkin çok sayıda unsura yer vermiştir. Şah, Haydar, Hayder-i Kerrar, Zülfikar, Hz. Hüseyin, Kerbela, On İki İmam, Harici, Yezid gibi Alevi-Bektaşi kültürüne ait unsurlara şiirlerinde yer veren Kenzî, söz konusu kültüre ilişkin iki önemli sanatçıya da (Kaygusuz Abdal ve Hacı Bektaş Veli) yer yer atıfta bulunmuştur. Âşık Kenzî şiirlerinde Hacı Bektaş Veli’nin kerametlerine atıfta bulunurken, Kaygusuz Abdal’ın da Kızıldeniz gibi olduğunu ve bütün dünyayı kucakladığını ifade etmiştir. Bektaşiliğin temelinde bulunan insan sevgisini şiirlerine yansıtan şair, insanlara şefkat ve merhamet gibi birtakım evrensel değerleri de öğretmeye çalışmıştır. Kaleme aldığı şiirlerinde sözü edilen diğer unsurlarla birlikte Bülbül Dede, Tüysüz Baba (Derviş Mehemmed) ve Elhac Mehemmed (Buzcu-zâde) gibi üç büyük Bektaşi babasının ismine de yer veren şairin, Alevi-Bektaşi kültürü içerisinde önemli bir yeri olduğunu söylemek mümkündür.Keywords : Kıbrıs, İslam, Alevi-Bektaşi Kültürü, Halk Şiiri, Aşık Kenzi