- Bitig Edebiyat Fakültesi Dergisi
- Sayı: Mevlevilik GeleneÄi ve Vefatının 475. Yılında MuÄlalı İbrahim Åâhidî (1470-1550) Ãzel Sayısı Ãzel Sayı
- Mestlik, Divanelik ve Melamet Ufkunda Bir Nazire: Muğlalı Şâhidî\\\'nin “Disünler” Redifli Gazeli...
Mestlik, Divanelik ve Melamet Ufkunda Bir Nazire: Muğlalı Şâhidî\\\'nin “Disünler” Redifli Gazeli
Authors : Fahri Kaplan
Pages : 299-321
Doi:10.69787/bitigefd.1644146
View : 77 | Download : 174
Publication Date : 2025-04-28
Article Type : Research Paper
Abstract :Muğlalı Şâhidî İbrahim Dede (875/1470 - 957/1550), disünler redifli gazelini Necâtî Beg’in aynı vezin ve kafiyedeki şiirine nazire olarak kaleme almıştır. Necâtî’nin şiiri rindane edası ile öne çıkarken Şâhidî buna tasavvufi ve melamet dolu bir eda eklemiştir. Şâhidî’nin gazelinde aşkla kendinden geçme (mestlik), aşkın çılgınlığı (divanelik), dini sadece kabukta anlayıp kibirlenen kendinşi beğenmiş zahide çatma ve ham kimselerin kınamasından çekinmeme, hatta gerektiğinde kınanamayı göze alma ve istemeye dayanan bir melamet anlayışı belli başlı temalar olarak göze çarpar. Gazelini son derece lirik bir eda ile kaleme almış olan Şâhidî, rindane (serbest) tavrıyla Necâtî’nin öğüdüne uyar ve üslubuna yaklaşırken, tasavvufi ve melamiş edasıyla Necâtî’nin şiirinden farklılaşan özgün bir tema ortaya koymuştur. Bu redifteki gazellerin en meşhuru olan Şeyhülislam Yahyâ’nın “disünler” gazelinde Şâhidî ile olan duyuş ve içerik yakınlığı Şâhidî’nin kendisinden sonraya da etkisi olduğunu ve bu redifteki gazellere Melami bir neşve ve duyuş, coşkun tasavvufi bir aşk dili getirdiğini gösterir. Bütün bu hususiyetler, Şâhidî’nin gazelini gerek tasavvuf edebiyatı açısından çılgın aşk duyuşuyla kanatlanan bir metin gerekse bir nazireyi kendi özgün edasıyla sonraki kuşaktan meşhur bir şaire ulaştıran sağlam bir zincir halkası hâline getirir. Bu yazıda Şâhidî İbrahim Dede’nin “disünler” redifli gazelinin nazire geleneğindeki yerine değinildikten sonra gazel tasavvufi aşk anlayışı merkezinde değerlendirilmiştir. Şâhidî’nin bu gazelinde tasavvufi aşk anlayışının mestlik, divanelik (çılgın âşıklık) ve melamet kavramları merkezinde toplandığı görülmüştür. Gazellerdeki coşkulu ve cesur ifadelerden Şâhidî’nin samimiyete son derece önem verdiği, ikiyüzlü ve riyakâr tavırlara geçit vermediği görülür. Şâhidî’nin aşk anlayışı ve Allah ile kurduğu manevi bağ her şeyden önce samimiyete ve gönül temizliğine dayanır.Keywords : Şâhidî, aşk, gazel, nazire, tasavvuf