- Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Volume:25 Issue:25
- Molla Recep Ali Tebrîzî’nin İsbât-ı Vâcib Adlı Risalesi Bağlamında Molla Sadrâ Eleştirisi ve Tebrîzî...
Molla Recep Ali Tebrîzî’nin İsbât-ı Vâcib Adlı Risalesi Bağlamında Molla Sadrâ Eleştirisi ve Tebrîzî’ye Yapılan İtirazlar
Authors : Sinan Yılmaz
Pages : 333-360
Doi:10.51553/bozifder.1445253
View : 64 | Download : 42
Publication Date : 2024-06-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Bu çalışma Molla Recep Ali Tebrîzî’nin “İsbât-ı Vâcib” adlı risalesindeki Molla Sadrâ felsefesine yönelik eleştirileri ve Tebrîzî’ye yapılan itirazları ele almayı amaçlamaktadır. Molla Sadrâ, İslam felsefesinin ve çağdaş İran felsefî düşüncesinin önemli temsilcilerindendir. Başlangıçta Sühreverdî’nin temsilcisi olduğu mahiyet felsefesini savunurken daha sonra bu düşünceden vazgeçerek varlık felsefesini benimsemiştir. Ona göre hakikat varlık ile eşittir. Bu sebeple en büyük hakikat olan Tanrı varlıktan ibarettir. Varlık bir bütündür ancak farklı yoğunluklara sahiptir. Ancak onun varlığı merkeze alan Aşkın Hikmet felsefesi bazı yönleriyle eleştirilmiştir. Bu eleştirilerden birisi onun çağdaşı olan Molla Recep Ali Tebrîzî’ye aittir. Tebrîzî’nin eleştirilerini değerli kılan şey, Molla Sadrâ’nın çağdaşı olması, onunla aynı havzada ders görmüş olması, onun gibi bir filozof olması ve meseleleri felsefî açıdan ele almasıdır. Tebrîzî, Molla Sadrâ’nın varlık felsefesini kabul etmez ve söz konusu risalesinde çeşitli başlıklar altında onu eleştirir. Eleştirilerine varlık meselesiyle başlar. Daha sonra sırasıyla sıfatlar meselesi, varlığın asaleti ve varlığın manevî iştiraki meselelerini eleştirir. Tebrîzî’nin Molla Sadrâ’ya yaptığı eleştirilere çeşitli itirazlar da yapılmıştır. Bu itirazlardan biri Tebrîzî’nin zihindeki soyut varlık anlayışı ile dış gerçeklikteki varlık anlayışını aynı kategoride değerlendirdiği fikri gelmektedir. Bunun yanında Tebrîzî’nin varlığı bir araz olarak değerlendirmiş olması, varlıktaki manevî iştiraki kabul etmemesine rağmen sudûr teorisini benimsemiş olması, kendi düşüncesini desteklemek amacıyla geçmiş dönemdeki düşünürlerden yaptığı alıntıların eksik olmasından dolayı eleştirilmiştir. Bu çalışmada diyalektik bir yöntemle Tebrîzî’nin Molla Sadrâ’ya yaptığı eleştiriler ele alınacak ve zaman zaman bu eleştiriler hem karşıt görüşlerle hem de tarafımızca eleştiriye tâbi tutulacaktır.Keywords : İslam Felsefesi, Molla Sadrâ, Recep Ali Tebrîzî, İsbât ı Vâcip, Felsefe Eleştirisi, Şîa