- Disiplinlerarası Yenilik Araştırmaları Dergisi
- Volume:4 Issue:2
- Nükleer silahların caydırıcılık gücü bağlamında Rusya-Ukrayna krizinin analizi
Nükleer silahların caydırıcılık gücü bağlamında Rusya-Ukrayna krizinin analizi
Authors : Aziz Göksal Yılmaz, Volkan Tatar
Pages : 200-209
Doi:10.56723/dyad.1408023
View : 16 | Download : 20
Publication Date : 2024-07-31
Article Type : Research Paper
Abstract :Rusya’nın 2022 başında giriştiği, “özel askerî operasyon” olarak tanımladığı ve kısa sürede biteceği yönünde beklentisinin olduğu Ukrayna saldırısı, Ukrayna’nın gösterdiği direnç ve Batı’nın da Ukrayna’ya olan desteği sebebiyle uzamış, medyada Rusya’nın Ukrayna’nın savaşma şevkini kırmak için taktik nükleer silahlara başvurabileceği yönünde tartışmalar yaşanmıştır. Rus lider Putin’in, Rusya’nın nükleer caydırıcı güçleri “yüksek alarm durumuna geçirdiğini” duyurması örneğindeki gibi bu kaygıları tetikleyen açıklamaları tedirginlik yaratırken, tartışmalar günümüze dek sürmüştür. Saldırının başlangıcında ise Amerika Birleşik Devletleri’nin tepkisinin yetersiz olduğuna dair eleştiriler yöneltildiğinde, ABD başkanı Biden ABD’nin tutumunu savunmuş, ekonomik yaptırımların da etkili olacağını belirterek, Rusya ile bir nükleer çatışma riski yaratacak eylemlerden kaçındığı yönünde açıklamalarda bulunmuştur. Kimi araştırmacıların, Ukrayna’nın 1994 Budapeşte memorandumu ile nükleer silahlarını teslim etmeseydi Rusya’nın bu saldırgan tutumu takınmaya cesaret edemeyeceği yönünde görüşleri de eklendiğinde, Rusya-Ukrayna krizinin nükleer silahların caydırıcı gücünün gölgesinde geliştiği ve sürdüğü müşahede edilmektedir. Bu bağlamda çalışma, Ukrayna Rusya arasındaki çatışmaya nükleer silahların krize olan etkisi üzerinden bakmakta, krizin analizi için farklı bir perspektif sunmaktadır. Elde edilen veriler, nükleer silahların Budapeşte Memorandumu’nun imzalanmasından günümüze değin Rusya Ukrayna arasındaki ilişkileri etkilediğini, Ukrayna’nın, kaybettiği caydırıcılık sebebiyle Rusya’nın konvansiyonel saldırısına ve işgaline maruz kaldığını göstermektedir. Ayrıca Rusya’nın, Ukrayna’ya silah yardımında bulunan Batı’nın konvansiyonel gücündeki üstünlüğü dengeleyebilmek için sıkıştığında taktik nükleer silahlara başvurabileceğine dair dile getirilen endişeler, Ukrayna’nın bir nükleer saldırı riskiyle de karşı karşıya olduğunu göstermektedir. Diğer taraftan Rusya ve Batı arasındaki nükleer dehşet dengesinin ise hâlen geçerli olduğu, tarafların bu noktada son derece temkinli davrandığına da müşahede edilmektedir.Keywords : Rusya, Ukrayna, Budapeşte Memorandumu, caydırıcılık, nükleer silah