- Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
- Volume:11 Issue:1
- MUKAYESELİ HUKUK VE TÜRK HUKUKU AÇISINDAN OLAĞANÜSTÜ HALLERDE MÜLKİYET HAKKI SINIRLAMASININ FİKRÎ VE...
MUKAYESELİ HUKUK VE TÜRK HUKUKU AÇISINDAN OLAĞANÜSTÜ HALLERDE MÜLKİYET HAKKI SINIRLAMASININ FİKRÎ VE HUKUKÎ TEMELLERİ
Authors : Veysel BAŞPINAR
Pages : 1-32
View : 13 | Download : 10
Publication Date : 2016-06-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Mülkiyet hakkı, insanlık tarihi kadar eski ve o tarihten bu yana temel bir insan hakkıdır. Bu sebeple, insan hakları ile ilgili milletlerarası sözleşmelerde ve ülkelerin anayasaları ile temel metinlerinde, temel haklar ve hürriyetler arasında yerini almıştır. Mülkiyet hakkı, 1921 Anayasası hariç olmak üzere, bütün Anayasalarımızda bazen temel haklar ve hürriyetler (1924 AY. m. 74, 1982 Anayasası m. 35), bazen de ekonomik ve sosyal haklar ve hürriyetler (1961 Anayasası m. 36) olarak kabul edilmiştir. Bununla birlikte, söz konusu hak, tarih boyunca değişik sebeplerle sınırlanamaz bir hak olarak nitelendirilmemiş; farklı gerekçe ve boyutlarda hep müdâhale edilmiştir. AY. m. 35/II ve III’te mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla sınırlanabileceği ve bu hakkın toplum menfaatine aykırı kullanılamayacağı hükmü yer almaktadır. Aynı şekilde TMK. m. 683/I’e göre de, bir şeye malik olan kimse, ondan, hukuk düzeninin sınırları içinde yararlanma hakkına sahiptir. Yine TMK. m. 2’de bir hakkın kötüye kullanılmasının hukuk düzeni tarafından korunmayacağı kabul edilmiştir. Diğer taraftan, Alman hukukunda, kötüye kullanılan temel hak veya hürriyetin düşeceği/kaybedileceği esası benimsenmiştir (GG. Art. 18). O halde mülkiyet hakkı toplum menfaatine aykırı kullanıldığı takdirde, kullanma, yararlanma ve tasarruf yetkileri sınırlandırılabilir. Bunun bir sonucu olarak olağanüstü hâl ilanı ile birlikte Devlet, kendi varlığına yönelik olan ve olağan dönem kuralları ile bertaraf edilemeyecek tehlikelerle karşı karşıya kaldığından, bu tehlikeleri ortadan kaldırabilmek için, temel hakları ve hürriyetleri sınırlayabilir. Böyle bir uygulama kural olarak AY. m. 15, 91, 120 ve 121, İHAS. m. 15 hükümlerine aykırılık teşkil etmez. Zira söz konusu hâllerde, temel haklar ve hürriyetler ile ilgili olarak Anayasa’da ve Sözleşme’de yer alan teminatlara aykırı tedbirlerin alınabileceği yine söz konusu metinlerin hükmüdür (AY. m. 15, Sözleşme m. 15). Diğer taraftan, olağanüstü hal kapsamında kabul edilen kanun hükmünde kararnameler ile yapılan düzenlemeler, ilga veya iptal edilmedikleri müddetçe geçerliklerini muhafaza ederler. Bunun amacı; milletlerarası sözleşmelerde ve anayasalarda farklı ifade edilmiş olsa da, kamu yararıdır. Bu sebeple, mülkiyet hakkına geçici el koyma, kontrol amacıyla sınırlama veya İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin askıya alınması hâllerinde, yapılacak müdâhaleler, kural olarak gerek milletlerarası sözleşmelere gerek Anayasa’ya aykırı olarak nitelendirilemez. Ancak, olağanüstü hal kapsamında kabul edilen kanun hükmünde kararnamelerle, mülkiyet hakkı sınırlanabilir ise de, onu yok edici hükümler, genel müsadereye yol açan ya da masumluk karinesini ihlâl eden uygulamalara yol açılmamalıdır. Çünkü Sözleşmenin askıya alınması halinde dahi, alınan tedbirler olağanüstü halin gerekli kıldığı düzenlemelerden öteye geçemez, aksi halde devletin sorumluluğu söz konusu olur.Keywords : Mülkiyet Hakkı, Olağanüstü Hal, Sınırlandırma veya Durdurma, Temel Haklar ve Hürriyetler, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi, Mülkiyet Hakkının Kontrolü, Hakkın Kötüye Kullanılması