- Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
- Cilt: 3 Sayı: 1
- CEMAATLERE (AZINLIKLARA) AİT VAKIFLARIN TAŞINMAZ MAL EDİNMELERİ SORUNUNDAKİ SON HUKUKİ DURUM
CEMAATLERE (AZINLIKLARA) AİT VAKIFLARIN TAŞINMAZ MAL EDİNMELERİ SORUNUNDAKİ SON HUKUKİ DURUM
Authors : Murat Aydoğdu
Pages : 197-253
View : 5 | Download : 18
Publication Date : 2008-06-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Bu çalışmamızda, Ülkemizde uzun yıllar tartışma konusu olan azınlık (cemaat) vakıflarının taşınmaz mal edinmelerindeki son durum ele alınacaktır. Vakıf, kelime olarak \\\"tutmak, alıkoymak hapsetmek\\\", hukuki kavram olarak ise, bir malın menfaatlerini hayır amaçlı kullanmak ve tutmak anlamına gelmektedir. Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasından önce Osmanlı Devleti uyruğundaki müslüman olmayanların kurduğu cemaatlere (azınlıklara) ait vakıfların taşınmaz mallar edinmeleri konusu, Ülkemizde uzun yıllar tartışma konusu olmuştur. Avrupa Birliği\\\'ne uyum yasaları çerçevesinde çıkarılan Kanunlarla, Vakıflar Kanununda yapılan değişikliklere rağmen tartışmalar sona ermemiş ve yeni düzenlemeler yapılmak istenmiştir. Cemaat vakıflarıyla ilgili son değişiklikleri de içeren TBMM Genel Kurulunda 09.11.2006 tarihinde kabul edilen 5555 sayılı Vakıflar Kanunu, 10. Cumhurbaşkanı tarafından veto edilmiş olup, veto edilen bu Yasa, 17 .O 1.2008 tarihi itibariyle, TBMM Adalet Komisyonunda aynen kabul edilerek Genel Kurula gönderilmiş ve 5737 sayılı Vakıflar Kanunu olarak kabul edilmiştir. Bu arada Avrupa İnsan Haklan Mahkemesinin azınlık (cemaat) vakıfları hakkında Türkiye aleyhindeki Ocak 2007 tarihli karan da önemli bir gelişme olarak karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı Devleti döneminde müslüman olmayanların kurduğu hayır amaçlı cemaatler, bilinen anlamıyla vakıf olmadıklarından vakıf senetleri yoktu. Dolayısıyla Osmanlı hukukuna göre tüzel kişilikleri olmadığından, mallar, genellikle din adanılan, cemaatin güvenilir kişileri, namı müstear (takma ad) veya namı mevhum (bilinmeyen kişiler) denilen kişiler üzerine kayıt edilirdi. Bu durum, hukuki anlamda sorunların kaynağı olarak görülebilir. Nitekim durumun düzeltilmesi için Osmanlı Döneminde çıkarılan 13 Şubat 1912 tarihli Kanun da sorunlara çözüm bulamamıştır. Lozan Anlaşmasının müslüman olmayan cemaatleri azınlık olarak nitelemesi karşısında, sorun değişik bir boyut kazanmıştır. Çalışmamızda bu sorunun çözümü için öngörülen düzenlemeler hakkında açıklamalar yapılacaktır.Keywords : 2762 sayılı Vakıflar Kanunu, 5555 sayılı Vakıflar Kanunu Tasarısı, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu, Lozan Anlaşması, Cemaat (Azınlık) Kavramı, Cemaat (Azınlık) Vakıfları, Mazbut Vakıflar, Mülhak Vakıflar, Esnaf Vakıfları, Vakıflar Genel Müdürlüğü