- Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Cilt: 12 Sayı: 1
- 7/13.-8/14. Yüzyılda İbn Sînâ’nın Haricî Hakikat-Zihnî Sûret Mutabakatı Delili Üzerine Tartışmalar: ...
7/13.-8/14. Yüzyılda İbn Sînâ’nın Haricî Hakikat-Zihnî Sûret Mutabakatı Delili Üzerine Tartışmalar: Râzî, Âmidî, Sadruşşerîa
Authors : Güvenç Şensoy
Pages : 27-42
Doi:10.51702/esoguifd.1491719
View : 110 | Download : 66
Publication Date : 2025-03-15
Article Type : Research Paper
Abstract :Zihnî varlık tartışmalarında yer alan temel meselelerden biri, haricî hakikat ile zihnî suretin ilişkisinin netleştirilmesidir. Bu konu, felsefe ve kelâm alanında derinlemesine tartışılmış ve önemli tartışmalara yol açmıştır. Bu çalışmada, İbn Sînâ’nın (ö. 426/1037) el-İşârât adlı eserinin üçüncü namatında yer alan işâre (delil) üzerine, Râzî’nin (ö. 606/1210) itirazları, Âmidî’nin (ö. 631/1233) bu itirazlara cevapları ve Sadruşşerîa’nın (ö. 747/1346) değerlendirmeleri ayrıntılı bir şekilde incelenmektedir. İbn Sînâ, İslam felsefesinin önde gelen isimlerinden biri olarak, haricî hakikat ile zihnî suretin ilişkisini açıklamaya çalışmış, ancak bu konudaki görüşleri zamanla çeşitli eleştirilerle karşılaşmıştır. Özellikle Râzî, İbn Sînâ’nın deliline yönelik ciddi eleştiriler getirmiştir. Bu eleştiriler, Âmidî tarafından detaylı bir şekilde ele alınmış ve bazı yönlerden cevaplandırılmıştır. Sadruşşerîa ise, bu tartışmalara farklı bir perspektiften yaklaşarak kendi değerlendirmelerini sunmuştur. Râzî’nin Şerhi’nde yer alan itirazlardan yalnızca birinci matluptaki genel (tüm idrak türlerini kapsayan) ve özel deliller konu olarak seçilmiştir. Böyle bir sınırlama yapılmasının sebebi, diğer düşünürlerin görüşlerinin tespit edilmesi ve netleştirilmesine imkân vermesidir. Çalışmada, belirli bir konu çerçevesinde düşünürlerin birbirlerinin delillerine yönelik yaklaşımları karşılaştırmalı olarak sunulmuştur. Sadruşşerîa’nın doğrudan İşârât Şerhleri literatüründe yer alan bir çalışması olmasa da seçilen mesele özelinde onun da söz konusu literatürde yer alan isimlerle birlikte görüşleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Onun görüşlerinin tespiti, çoğunlukla ifadelerinin satır aralarını okumakla mümkün olmuştur. Çalışma, bu açıdan, Sadruşşerîa’nın özel bir konuda ve kelâm-felsefe karşılaşmasında bulunduğu zemine işaret etmesi açısından önemlidir. Ayrıca, bu tür detaylı analizler, İslam düşünce tarihindeki felsefi ve teolojik tartışmaların derinlemesine anlaşılmasına önemli katkılar sunmaktadır. Çalışma, Râzî’nin, İbn Sînâ’nın deliline yönelttiği eleştirilere karşı Âmidî’nin İbn Sînâ’nın bazı kabullerinden geri adım attığını ve Sadruşşerîa’nın da bu geri çekilme durumuna rağmen Râzî’nin eleştirilerinin geçerliliğini savunduğunu tespit etmiştir. İncelenen meselenin başlıkları, Râzî’nin itirazlarından alınmıştır. Başlıklar altında Râzî, Âmidî ve Sadruşşerîa’nın İbn Sînâ’nın delilinin tahlili olarak okunabilecek görüşleri sunulmaktadır. Ayrıca, sözü edilen bu kelâmcıların görüşleri arasında karşılaştırmalar yapılmış ve (varsa) görüş farklılıklarının kaynaklandığı üst kabuller tahlil edilmiştir. Temelde üç başlık altında incelenen mesele, iki şey arasındaki ittisaf ilişkisi, hayal edilen suretin mahalli ve görülenin suretinin durumu açısından sorgulanmaktadır. İttisaf ilişkisi, bir varlığın başka bir varlıkla olan ilişkisi ve bu ilişkinin mahiyeti üzerine yoğunlaşır. Hayal edilen suretin mahalli, zihnimizde oluşturduğumuz imgelerin yer aldığı zihinsel alanı ifade eder. Görülenin suretinin durumu ise, dış dünyada algıladığımız nesnelerin zihnimizde nasıl temsil edildiğini ve bu temsillerin doğruluğunu tartışır. Râzî, İbn Sînâ’nın delilinde eksiklik addettiği kısımlara işaret ederken, Âmidî, Râzî’nin eleştirilerinin yerinde olmadığını belirtmektedir. Râzî ve Âmidî’nin konumu, İbn Sînâ’nın delilinde yer alan kabullerin sistem içi tutarlılığını test etmeye yönelik iken, Sadruşşerîa bu iki isimden farklı olarak sistem dışı ve temel kabulleri paylaşmayan bir konumda eleştirilerini sunmaktadır. Bu durum, İslam düşünce tarihinde farklı düşünce okullarının birbirleriyle olan ilişkilerini ve etkileşimlerini anlamak açısından önemli ipuçları vermektedir. Bu inceleme, kelâm ve felsefe arasındaki tarihsel tartışmaların anlaşılmasına katkı sağlamaktadır. Aynı zamanda, İbn Sînâ, Râzî, Âmidî ve Sadruşşerîa gibi düşünürlerin fikirlerinin nasıl evrildiğini ve birbirleriyle olan etkileşimlerini ortaya koyarak, İslam düşünce tarihinin belirli bir zamanındaki özel bir tartışmaya ışık tutmaktadır.Keywords : Kelâm, Zihnî varlık, Kelâm-Felsefe Karşılaşması, Râzî, Âmidî, Sadruşşerîa