- Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Cilt: 12 Sayı: 1
- Sebeb-i Nüzulle Yetinmenin Âyetlerin Nesnel Anlamlarını Tespitte Yol Açtığı Sorunlar: Hucurât 49/12....
Sebeb-i Nüzulle Yetinmenin Âyetlerin Nesnel Anlamlarını Tespitte Yol Açtığı Sorunlar: Hucurât 49/12. Âyeti Örneği
Authors : Orhan Güvel
Pages : 72-92
Doi:10.51702/esoguifd.1569413
View : 98 | Download : 69
Publication Date : 2025-03-15
Article Type : Research Paper
Abstract :İslâmî ilimler geleneğinde Kur’an ayetlerinin tarihle ilişkisini inceleyen muhtelif alanlar ihdas edilmiştir. ʿUlûmu’l-Ḳur’ân’ın ana konuları arasında yer alan Esbâb-ı Nüzul bunlardan biridir. Sebeb-i nüzul rivayetleri, her durumda hakkında bilgi verdiği ayetlerin nesnel anlamlarını tespit etmeye yetecek derecede bilgi içermeyebilir. Bunun en temel sebebi, rivayetlerin çoğunlukla ravilerinin şahsî Kur’an yorumlarını yansıtmasıdır. Rivayetlerin bu öznel yönünü dikkate almamak ve tefsir kaynaklarıyla sınırlı bir araştırma yürütmek, bazı durumlarda ayetlerin nesnel anlamlarını tespitte önemli bir engele dönüşebilmektedir. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılarak “Sizden biriniz ölü hâldeki kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Bundan iğrendiniz, değil mi?!” meâlindeki ifade özelinde, gıybet etmenin nehyedildiği Hucurât 49/12. ayeti mercek altına alınmıştır. Hucurât 49/12. ayetinin sebeb-i nüzulü hakkında nakledilen rivayetler dikkate alındığında önümüzdeki tek seçenek, ayetin Selmân-ı Fârisî ve ʿUsâme b. Zeyd hakkında indirilmiş olduğunu kabul etmek gibi görünmektedir. Buna göre, Selmân iki kişiyle sefere çıkmıştı. Yolculuk boyunca onların hizmetlerini görecek, buna karşılık onlar da Selmân’ın yemeğini karşılayacaklardı. Sefer sırasında önden gidip çadır kurması ve yemek hazırlaması gereken Selmân, bir ara uyudu ve bu yüzden sorumluluklarını yerine getiremedi. Beraberindeki iki adam Selmân’ı aradılar ama bulamayınca çadırı kendileri kurmak durumunda kaldılar. Sonrasında Selmân hakkında “Selmân’ın istediği de buydu: hazır yemek ve kurulmuş çadır…” dediler. Daha sonra Selmân’ı bulunca yiyecek bir şeyler almak üzere onu Hz. Muhammed’e gönderdiler. Selmân, durumu haber verince Hz. Muhammed ona: “Arkadaşların yemeği ne yapacak? Zaten yediler.” dedi. Selmân iki adamın yanına döndü ve durumu anlattı. İki adam Hz. Muhammed’e gelip “Seni hakla gönderene yemin olsun ki konakladığımızdan beri yemek yemiş değiliz.” deyince Hz. Muhammed: “Söylediğiniz o sözle Selmân’ı yediniz ya!” diye cevap verdi. Bunun üzerine “…Sizden biri ölü hâldeki kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?...” Hucurât 49/12. ayeti nazil oldu. Aynı rivayetin başka tariklerinde yer alan bilgilerde Hz. Muhammed’in Selmân’ı, yemek için o vakit hizmetinde bulunan ʾUsâme b. Zeyd’e yönlendirdiği ʾUsâme’nin yemek vermek istememesi üzerine Selmân’la birlikte eleştirilere maruz kaldığı ifade edilmektedir. Buna göre ayetin nüzul sebebi bu iki sahâbî hakkında söylenen olumsuz sözlerdir. Yapılan incelemede sebeb-i nüzulü olarak nakledilen rivayetlerin ve tefsir kaynaklarındaki yorumlarının, ayetin nesnel anlamının ortaya çıkarılması için yeterli bilgi sunmadığı görülmüştür. Kaynaklarda gıybetin “ölü hâldeki kardeş etinin yenilmesi”ne benzetilmesinin bütünüyle bir temsil olarak yorumlanmasının da pek isabetli olmadığı anlaşılmıştır. Konuyla ilgili kaynaklarda yapılan taramada, ayetteki “ölü hâldeki kardeş” nitelemesinden kastın, zina suçu işleyerek recmedildiği rivayet olunan Mâʿiz b. Mâlik isimli sahâbî olduğu, bu bakımdan ayetin mübhemât kapsamına da dâhil edilebileceği tespit edilmiştir. Hz. Muhammed, zina suçu işleyip bundan pişmanlık duymasının akabinde bir grup sahâbî tarafından recmedilmeye çalışılırken öldürülen Mâʿiz b. Malik hakkında bazılarının “hain” ve “Allah suçunu gizlediği hâlde kendisini bir köpek gibi taşlatarak öldürtmekten geri durmadı.” kabîlinden hakaret ve kınama içeren sözlerine şahit olmuş, bunun üzerine onlardan yolda rastladığı bir hayvan leşinden yemelerini istemiştir. Muhataplarının leşten iğrenerek bunu yemelerinin nasıl mümkün olacağını sorması üzerine Hz. Muhammed, “Mâʿiz hakkında söyledikleriniz bundan daha tiksinti verici.” diyerek yaptıkları davranışın hayvan leşi yemekten daha çirkin olduğunu vurgulamıştır. İnceleme neticesinde Hucurât 49/12. ayetinin nüzulünün Mâʿiz b. Mâlik’in recmedilmesi olayıyla ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Buna göre ayette “ölü hâldeki kardeş” ifadesiyle Mâʿiz b. Mâlik kastedilmiş olmakta ve gayriahlâkî bir davranış olarak gıybet, “işlediği bir günah ya da suçtan dolayı pişmanlık gösterip tövbe ettikten sonra ölen birini gıyabında kötülemek” anlamına gelmektedir.Keywords : Tefsir, Sebeb-i Nüzul, Mübhemât, Gıybet, Mâʿiz b. Mâlik