- Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Cilt: 12 Sayı: 1
- İ‘râb Çeşitliliğinin Tefsire Etkisi: Şibh-i Cümlenin Mübtedâ Olarak Tevili Örneği
İ‘râb Çeşitliliğinin Tefsire Etkisi: Şibh-i Cümlenin Mübtedâ Olarak Tevili Örneği
Authors : Muhammed Emin Görgün
Pages : 338-362
Doi:10.51702/esoguifd.1571750
View : 73 | Download : 43
Publication Date : 2025-03-15
Article Type : Research Paper
Abstract :Arap dilinde yer alan i‘râb olgusu, sadece lafzın sonunda gerçekleşen hareke ve harf değişiminden ibaret olmayıp doğrudan manayı etkileyen bir faktör olarak büyük bir önemi haizdir. Bir ifade üzerindeki farklı i‘râb seçenekleri, cümlenin anlam katmanını artırmakta ve Arap dilinin vecîz ve mu‘ciz oluşunu ortaya koymaktadır. Literatüre daha çok “ta‘addudu’l-i‘râb” başlığıyla giren i‘râb çeşitliliği, Kur’ân-ı Kerîm âyetlerinin tefsirine doğrudan katkı sunmakta ve âyetlerin ihtiva ettiği anlam derinliğine işaret etmektedir. Tefsir eserlerinde yer alan i‘râb çeşitliliğine ve bu durumun manaya olan etkisine örnek verilebilecek hususlardan birisi de câr-mecrûr ve zarftan müteşekkil şibh-i cümle formunun i‘râbıdır. Bu cümle çeşidi hakkında zarfın türüne bağlı olarak “haber, hâl, sıfat, sıla, nâib-i fâil, mef‘ûl-u bih ğayri sarîh, mef‘ûl-u fîh ve mef‘ûl-u leh” şeklindeki ortak kanaatlerin dışında bir de mübtedâ tercihi söz konusudur ki başta Bakara 2/8 âyeti olmak üzere pek çok yerde bu i‘râb alternatifi manaya etki eden bir tevil olarak yer almaktadır. Tevil yoluyla isim kabul edilerek iʻrâb alabilen harf-i cerlerin başında “مِنْ”, “ب” ve “رُبَّ” gelmekte; zarf olarak ise daha çok “دُونَ” zarfına mübtedâ olarak iʻrâb verilebildiği görülmektedir. Sîbeveyhi (öl. 180/796) ve İbn Mâlik (öl. 672/1274) gibi bazı müellifler; “من” harfini “بعضيّة” anlamında zâid olarak değerlendirmekte; buna bağlı olarak da bu harf-i cerrin mecrûru mübtedâ olarak iʻrâb alabilmektedir. Ayrıca Cârullâh ez-Zemahşerî (öl. 538/1144) ve Sa‘duddîn et-Teftâzânî (öl. 792/1390) gibi bazı müellifler de “من” harf-i cerrini “بعض” teviliyle isim kabul etmekte ve şibh-i cümlenin üstlendiği iʻrâb seçenekleri dışında bu harf-i cerri isim teviliyle mübtedâ kabul etmektedir. Yapılan taramalar neticesinde “من” harf-i cerrinin tevil yoluyla isim kabul edilmesi uygulamasının ilk olarak Zemahşerî tarafından uygulandığı görülmektedir. Sonraki süreçte ise Teftâzânî bu tevili eserlerinde açıkça bir iʻrâb alternatifi olarak sunmakta ve bazı ayetlerin anlamını bu tevil üzerine inşa etmektedir. eş-Şerîf el-Curcânî (öl. 816/1413) ve Ebüssuûd Efendi (öl. 982/1574) de bu fikri destekleyen müellifler arasında yer almaktadır. Ayrıca modern dönemde kaleme alınan İ‘râbu’l-Kur’ân eserlerinin bazılarında harf-i cerrin tevil yoluyla mübtedâ olarak iʻrâb alabileceği alternatifine yer verilmektedir. Câr-mecrûr ve zarfa atfedilen bu iʻrâb alternatifi Teftâzânî öncesi dönemde açıkça ifade edilmemiş olsa da uygulama olarak bakıldığında İbn Mâlik, el-Hâtîb el-Kazvînî (öl. 739/1338) ve İbn Hişâm (öl. 761/1360) gibi dilcilerin eserlerindeki bazı tanımlarda yer alan câr- mecrûru tevil yoluyla mübtedâ olarak değerlendirmek mümkün durmaktadır. Aynı şekilde Zemahşerî, Curcânî, Ebüssuûd Efendi ve Şihâbuddîn el-Hafâcî (öl. 1069/1659) gibi müfessirler de bazı âyetlerin tevil ve tefsirinde câr-mecrûru tevil yoluyla mübtedâ olarak değerlendirmekte ve cümlenin aslî unsuru olarak özne şeklinde konumlandırmaktadır. Bu iʻrâb alternatifi, cümleye farklı bir bakış açısı sunmakta ve kelamı oluşturan asli iki unsur olan özne-yüklem ilişkisini doğrudan etkilemektedir. Türkiye’de; i‘râb çeşitliliği, dil-tefsir ilişkisi ve şibh-i cümle başta olmak üzere harf-i cer ve zarflar özelinde pek çok çalışma yapılmış ise de bu çalışmalarda şibh-i cümleye takdîr edilen mübtedâ alternatifine ve bu çeşitliliğin manaya etkisine temas edilmediği görülmektedir. Bu çalışma ile Arap dili grameri açısından şibh-i cümleye atfedilen bu önemli vazife irdelenmiş ve bu iʻrâb alternatifinin başta tefsir olmak üzere gramer ve belagat eserleri ekseninde manaya olan etkisi incelenmiştir. Bu minvalde gramer açısından İbn Mâlik’in el-Elfiyye eseri ve üzerine yazılan hâşiyeler ile İbn Hişâm’ın Muğni’l-lebîb eseri; belagat olarak Teftâzânî’nin el-Mutavvel’i ve hâşiyeleri; tefsir olarak da Zemahşerî’nin el-Keşşâf’ı ve Teftâzânî ile Şerîf Curcânî’nin bu eser üzerine kaleme aldıkları hâşiyeleri; Beyzâvî’nin (öl. 685/1286) Envâru’t-tenzîl’i ve Hâfâcî’nin bu esere şerhi ile Ebüssuûd Efendi’nin İrşâdu’l-‘akli’s-selîm adlı eseri çalışma konusunun medarını oluşturmuştur. Konuya temas eden diğer tefsir ve İ‘râbu’l-Kur’ân eserlerine de çalışmada yer verilmiştir.Keywords : Arap Dili ve Belagati, İ‘râb Çeşitliliği, Tefsir, Şibh-i Cümle, Zarf, Câr-mecrûr, Mübtedâ