ANADOLU HALK HEKİMLİĞİNDE KADININ YERİ VE KADIN OCAKLAR
Authors : Muhammed Avşar, Özlem Ünalan
Pages : 989-1003
Doi:10.55666/folklor.1558134
View : 116 | Download : 71
Publication Date : 2024-12-27
Article Type : Research Paper
Abstract :Geleneksel tıp, alternatif tıp, halk tıbbı, halk sağaltmacılığı ve folklorik tıp gibi isimlerle anılan halk hekimliği; hastalıkları önlemek veya tedavi etmek amacıyla uygulanan geleneksel tedavi yöntemlerinin tamamıdır. Türk halk hekimliğinin geçmişi Şamanizm’e dayanır. Eski Türklerde halk hekimliği uygulamaları birtakım olağanüstü güçleri olduğu düşünülen şaman veya kam olarak adlandırılan kişiler tarafından yürütülmüştür. İlk şamanlar genellikle kadınlardır ve bu şamanlar güçlerini Umay Ana\\\'ya dayandırmışlardır. Kadın şamanlar birçok vasıfları yanında hastaları tedavi etmişler, özellikle doğum anında etkin rol oynamışlardır. İslamiyet’in kabul edilmesi ile birlikte kamlara atfedilen kutsallık ortadan kalkmış ve şamanların yerini evliyalar, köy ebeleri, hocalar, hekimler ve ocaklar almıştır. Bugün Anadolu’da hastalıkları tedavi eden kadın ocaklar, kadın şamanların bir devamı niteliğindedir. Ayrıca ilkel dönemlerde şaman olsun veya olmasın kadınlar çocuğunu ve eşini tedavi eden, yaşlılara bakıp iyileştiren ilk hekimlerdir. Kadın, sahip olduğu eş ve anne statüsüyle aile bireyleriyle yakından ilgilenmiş onların bakımını ve tedavisini üstlenmiştir. Geleneksel tıbbın kolay erişilebilir ve ekonomik olması, ev ortamında uygulanabilmesi ve alternatif bir tedavi içermesi kadınları geleneksel tıbba yöneltmiştir. Her fırsatta geleneksel tıbbı kullanan kadın, geleneksel tıbbın kuşaktan kuşağa aktarılmasında önemli bir aracı olmuştur. Türk ocaklık geleneğinde; İslami kültüre, örf ve âdetlere bağlı olarak kadın hastalara genellikle kadın ocaklar bakmıştır. Özellikle adet düzensizliği, kısırlık, hamilelik, rahim kayması ve doğum gibi kadını ilgilendiren rahatsızlıkları; bebekler ve çocuklarla ilgili hastalıkları kadın ocaklar sağaltmışlardır. Anadolu’da devam eden kırklama, aydaşlık, darama, alazlama, bakır basması, bulgur püskürtmesi, kısırlık, gelincik vb. ocaklar kadın sağaltıcılar tarafından sürdürülmektedir. Ayrıca her iki cinsten ocağın sağalttığı rahatsızlıklarda tedaviyi erkek ocağın sağaltması uygun görülmemişse aynı ocağın kadın temsilcisi sağaltmayı gerçekleştirmiştir. Tedavi esnasında kullanılan bazı araç ve gerekçelerde cinsiyet unsuru söz konusu olmuş, bu da tedaviyi yapacak kişinin belirlenmesini sağlamıştır. Kadın ocaklar tedavileri esnasında, “el benim elim değil, Fatıma Anamızın eli” diyerek Hz. Fatıma’nın adından güç almışlardır. Kadın ocakların bu pratikleri Fatma Ana’nın koruma, kurtarma, bolluk, bereket ve uğur getirme, şifa verme inancına dayanmaktır. Ocaklık geleneğinin önemli gereklerinden biri olan el verme/el alma ritüelinde de cinsiyet ayrımı söz konusudur. Bazı istisnai durumlar olsa da genel olarak kadın ocaklar hemcinslerine erkek ocaklar da kendi hemcinslerine el vermişlerdir. Bu doğrultuda kadın ocaklar kendinden sonra ocaklığı devam ettirmesi için kızlarına, kardeşlerine, gelinlerine ya da kız torunlarına el vermişlerdir. Ayrıca ocaklık geleneğiyle ilgili yapılan çalışmalarda ocaklık geleneğini devam ettirenlerin çoğunlukta kadınlar olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla kadın ocaklar sayı olarak erkeklerden daha fazladır. Kadın ocakların yanı sıra Anadolu’da çocuğu olmayanlara ve hamile kadınlara tedavi uygulayan kadın sağaltıcılardan biri de ebelerdir. Kırsal kesimlerde kadın ve bebek sağlığı için önem taşıyan ebeler, geleneksel tıptan modern tıbba aktarılarak ebelik mesleğinin ilk icracıları olmuştur. Ayrıca kadınların şifacılık vasfı ve hekimlik yönü; masal, halk hikâyesi, efsane gibi halk edebiyatı ürünlerine de konu olmuştur. Bu çalışmada literatür taraması yapılarak Anadolu’da ocaklık geleneğini devam ettirenlerin cinsiyetleri irdelenmiş ve Anadolu ocaklık geleneğinde kadınların icra ettikleri ocak türleri belirlenmiştir. Kadın ocakların Umay Ana\\\'ya ve Hz. Fatıma\\\'ya kadar uzanan geçmişi göz önüne alınarak Anadolu halk hekimliği içinde kadının yeri ve önemi ortaya konulmuştur. Ayrıca Türk halk hekimliği içinde kadınları belirleyici kılan hususlar değerlendirilmiştir. Kadınların sağalttıkları ocaklardan ve buralarda uyguladıkları tedavi yöntemlerinden söz edilmiştir.Keywords : Halk hekimliği, Anadolu, ocaklık geleneği, kadın, ocak