IAD Index of Academic Documents
  • Home Page
  • About
    • About Izmir Academy Association
    • About IAD Index
    • IAD Team
    • IAD Logos and Links
    • Policies
    • Contact
  • Submit A Journal
  • Submit A Conference
  • Submit Paper/Book
    • Submit a Preprint
    • Submit a Book
  • Contact
  • Mesned İlahiyat Araştırmaları Dergisi
  • Volume:15 Issue:2
  • İslamofobik Ortamlarda Yetişenlerin Ahiretteki Durumu

İslamofobik Ortamlarda Yetişenlerin Ahiretteki Durumu

Authors : Mehmet Şaşa
Pages : 111-134
Doi:10.51605/mesned.1561095
View : 149 | Download : 131
Publication Date : 2024-12-31
Article Type : Research Paper
Abstract :İmtihan yurdu olan bu dünyaya Allah’ın peygamber göndermesi bir gerçeklik olduğu gibi bazı insanların o peygamberlerden ve getirdikleri mesajlardan habersiz kalabilmeleri de mümkündür. Kendilerine ilahi davetin ulaşmadığı kişilerin ahiretteki hükmünün ne olacağının gündeme gelmesi kaçınılmazdır. İslâm düşünce tarihinde de bu mesele, genelde fetret ehlinin hükmü ve kendisine davetin ulaşmadığı kişinin hükmü başlıkları altında ele alınmış ve tartışılmıştır. Bu bağlamda farklı yaklaşımların ortaya çıktığı görülmektedir. Bu konuda birçok âlim, bunların Allah’ın varlığını ve birliğini bilmekle sorumlu olacağını, dolayısıyla buna iman etmeyenlerin ebedi azaba müstahak olacağını savunmuştur. Buna karşın büyük bir kesim, bunlar için teklifin söz konusu olmadığını, dolayısıyla bunların ahirette azaba uğramayacaklarına ve cennete gideceklerini ileri sürmüştür. Kimileri de bunlar için teklîf söz konusu olmadığı için tasdik ve inkârın da meydana gelmeyeceğini savunmuştur. Dolayısıyla ahirette bunlar, kâfir olmadıkları için cehenneme girmeyecek; mü’minde sayılmayacakları içinde ebedi olarak cennette kalmayacaklardır. Sadece haşr edildikten sonra iyiliklerinin karşılığını görecek akabinde de yok olacaklardır. Bu farklı yaklaşımlar, konunun üzerinde ciddi çalışmaların yapılması gereken önemli bir mesele olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak yapılan araştırmalar neticesinde İslâmofobinin olduğu bir ortamda yetişmiş birisinin ahiretteki hükmünün ne olacağına dair müstakil bir çalışmanın olmadığı tespit edilmiştir. Bu çalışmada İslâm düşüncesinde ortaya konulan farklı yaklaşımlar zikredilmiş ve değerlendirilmiştir. Böylece boşluğu kısmen de olsa doldurabilmek adına bu çalışma yapılmıştır. Bu bağlamda üzerinde ihtilaf edilmiş olan meselenin, güncel şartlar da gözetilerek ortaya konulması hedeflenmiştir. Ayrıca elde edilen veriler üzerinde birtakım analizlerde bulunulmuş ve sentezleme yapılıp bazı değerlendirmelerin yapılması amaçlanmıştır. Araştırmada literâtür tarama, sistematik tahlil ve değerlendirme yöntemi kullanılmıştır. Araştırma ve incelemeler neticesinde bu durumdaki bireylerin tamamının aynı kategoride kabul edilemeyeceği, ahirette her bireyin kendi durumuna göre özel değerlendirileceği, dolayısıyla birçoğunun ilahi rahmete mazhar olup kurtuluşa erebileceği; ancak belli özellikler taşıyan bir kesimin ilahi rahmetten mahrum kalabileceği, ilahi adalet ile ebedi hüsrana uğrayabileceği kanaati hâsıl olmuştur. Daha açık bir ifadeyle fetret ehlinin dört sınıfta ele alınması uygun görülmüş, ilk üç grubun, ilahi rahmete mazhar olarak cennete girebilecekleri ümit edilmişken, son grubun, nihai hüküm Allah’a ait olmakla beraber İslâmî öğretilerden hareketle ilahi rahmete müstahak olamayacakları kanaatine varılmıştır. Bu grupları kısaca şöyle zikretmek mümkündür. Birinci gruptakiler, İslâmofobinin olduğu bir bölgede yaşamalarına rağmen İslâm’ı olumlu ya da olumsuz hiç duymamış olanlardır. Bunlarda herhangi bir tasdik ve inkâr etme eylemi söz konusu olmadığı için onların mü’min ya da kâfir olarak nitelendirilmesi uygun olmadığından cennete gireceklerini kesin bir delile dayanarak söyleyememekle beraber ilahi rahmete mazhar olup cennete girecekleri ümit edilir. İkinci gruptakiler, böyle bir ortamda yetişip de İslâm’ı olumsuz bir şekilde duymuş; ancak kalben de olsa nefret ve düşmanlık beslemeyen, pasif bir tutum sergileyenlerdir. Bunlar, itikadi açıdan ne fâsid ne de müfsittir. Bunların da ahirette birinci gruptakilerle aynı değerlendirilebileceği, dolayısıyla ilahi rahmete mazhar olup kurtulmaları ümit edilir. Üçüncü gruptakiler, böyle bir ortamın etkisiyle İslâm’ı olumsuz bir şekilde duymanın etkisiyle kendisinde olumsuz düşünceler oluşan; İslâm’a ve Müslümanlara karşı nefret ve düşmanlık beslemekle beraber bu nefreti, sadece kendisiyle sınırlı kalıp sözsel ve fiziksel bir şiddet ve eyleme dönüşmeyen, sadece kalben rahatsızlık duyanlardır. Kısaca pasif, ancak her an aktif hale dönüşecek potansiyelde olanlardır. Bunlar, her ne kadar bireysel olarak fâsid olmuşlarsa da müfsid olmadıkları için ahirette Allah’ın af ve mağfiretine mazhar olabilecekleri ve cennete girebilecekleri ümit edilir. Bununla beraber Allah, bunlara azap ederse bu bir cezalandırma değil, adalettir. Mükâfat verirse de taate karşı bir sevap değil, fazilet ve cömertliktir. Dördüncü gruptakiler ise İslâm’ı olumsuz bir şekilde duymaktan etkilenerek kendisinde olumsuz düşünce oluşan, kendisi İslâm ve Müslümanlara düşmanlık beslemekle kalmayıp, onların aleyhinde kara propaganda yaparak başkalarını da kin, nefret ve düşmanlığa teşvik eden ve düşmanlığını eyleme geçirenlerdir. Başka bir ifadeyle radikal ve aktif bir şekilde nefret etmekle kalmayıp İslâm ve Müslümanlara yönelik sözsel ve fiziksel şiddet eylemlerinde bulunanlardır. Bunlar özellikle bizzat iradeleriyle inkâr ederek fâsid ve müfsid olduklarından dolayı bunların ahirette ilahi rahmete mazhar olamayacakları düşünülmektedir.
Keywords : Kelâm, İslamofobi, ahiret, davet, ilahi mesaj, fetret.

ORIGINAL ARTICLE URL
VIEW PAPER (PDF)

* There may have been changes in the journal, article,conference, book, preprint etc. informations. Therefore, it would be appropriate to follow the information on the official page of the source. The information here is shared for informational purposes. IAD is not responsible for incorrect or missing information.


Index of Academic Documents
İzmir Academy Association
CopyRight © 2023-2025